Küresel Ekonomi Toparlanmak İçin Ortak Zemin Arıyor

KPMG Türkiye’nin hazırladığı ve yılın her üç aylık dönemine ilişkin makroekonomik göstergelerin değerlendirildiği Bakış’ın yeni sayısı yayımlandı. Bakış'a göre ticaret savaşları ve Brexit süreci küresel ekonomideki riskleri artırırken Türkiye ekonomisinde de dengelenme sürüyor. Detaylar haberimizde

KPMG Türkiye’nin hazırladığı ve yılın her üç aylık dönemine ilişkin makroekonomik göstergelerin değerlendirildiği Bakış’ın yeni sayısı yayımlandı. Bakış'a göre ticaret savaşları ve Brexit süreci küresel ekonomideki riskleri artırırken Türkiye ekonomisinde de dengelenme sürüyor. Enflasyon düşüş trendinde ancak artan işsizlik rakamı gelecek için sinyal veriyor. Merkez Bankası’nın son faiz kararı ise, mevduat ve kredi faizlerinde düşüş şeklinde kendini gösteriyor.

KPMG Türkiye’nin düzenli yayını Bakış, küresel ekonominin nabzını tuttu, Türkiye ekonomisinden yansıyan göstergeleri değerlendirdi. Bakış’a göre jeopolitik gerilimler, ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmeleri ve Brexit küresel ekonomiyi tehdide devam ediyor. Bu belirsizlik, küresel finans piyasalarında kırılgan bir seyre neden oluyor. Bakış, küresel ekonomide kalıcı toparlanma sağlanması için dünya ticaretindeki korumacı eğilimleri geriletecek yeni bir uzlaşı zemini oluşması gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye ekonomisinde ise yılın ilk yarısı enflasyon ve cari açıktaki iyileşme ile dengelenmenin devam ettiğini gösteriyor.

Yılın İlk Yarısında Dünya ve Türkiye Ekonomisinden Yansıyan Görünüm

Küresel ekonomide genel görünüm

  • İkinci çeyrekte ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine, küresel ekonomik görünüm üzerindeki aşağı yönlü riskler arttı.
  • Büyüme görünümündeki zayıflama, küresel emtia fiyatlarında düşüşe yol açarken, ABD-İran gerilim başta olmak üzere jeopolitik belirsizlikler petrol fiyatlarında dalgalanmalara neden oldu.
  • Jeopolitik belirsizliklerin yanı sıra küresel ticaretteki korumacı eğilimlerin de artması, yılın ikinci çeyreğinde gelişmekte olan ekonomilerin görünümünü olumsuz etkiliyor.
  • Gelişmekte olan ekonomilerde 2019'un ilk yarısında yavaşlama daha belirgin hale geldi. Çin'in büyüme hızı yüzde 6,4’te sabit kalsa da diğer ekonomilerin büyüme hızları 2018'in son çeyreğine göre geriledi. İlk çeyrekte en keskin yavaşlama ise Rusya'da görüldü. 2018 son çeyrekte yüzde 2,7’lik yıllık büyüme yakalayan Rusya, 2019 ilk çeyrekte yıllık bazda sadece yüzde 0,5 büyüdü.
  • Amerikan (Fed) ve Avrupa (ECB) merkez bankaları başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerden gelen destekleyici para politikası sözlü yönlendirmeleri, küresel ekonomideki riskleri kısmen sınırlıyor. Nitekim, ABD Merkez Bankası Fed, 11 yıl sonra ilk kez faiz indirimine giderek, 25 baz puanlık indirim yaptığını açıkladı.
  • Tüm bu gelişmeler ışığında dünya büyümesindeki yavaşlamanın yılın kalan kısmında ılımlı şekilde devam edeceği öngörülüyor.

Türkiye ekonomisinde genel görünüm

  • 2018'in ikinci yarısında yaşanan daralmalar, 2019 ilk çeyrekte yerini hafif toparlanmalara bıraktı. Türkiye ekonomisi bu dönemde yüzde 1,3’lük büyüme gösterdi; ikinci çeyreğe ilişkin veriler ise, ekonomideki toparlanma sinyallerinin enflasyon ve faizlerdeki aşağı yönlü revizeler ile somutlaştığını gösteriyor.
  • Ancak zayıf ekonomik göstergelerin sonucu olarak işsizlik artmaya devam ediyor. Öncü veriler istihdam artışları konusunda karışık sinyaller veriyor.
  • 2019'un ilk yarısında harcamaların bir kısmı öne çekilirken faiz giderlerindeki artış ve ekonomiye destek için sürdürülen vergi indirimleri, zayıf talep nedeniyle vergi kayıpları ve SGK devlet katkı bütçe performansındaki bozulmanın nedenleri olarak öne çıkıyordu. Yılın ikinci yarısı başlarken hükümet, ekonomiyi destek tedbirlerinin bir kısmı geri aldı. Bir takım vergi ayarlamalarıyla gelir kayıplarını telafi etmeye çalıştı.
  • Bu yıl, ekonomideki kırılganlıklarla birlikte, bütçe gelirlerinde ve toplam dengede kayda değer bir iyileşmenin kolay olmayacağı öngörülüyor.
  • TL'nin mevcut seviyesi, ihracatçıların dış pazarlardaki rekabetçiliğini desteklese de Türkiye'nin ticaret ortaklarında yaşanan kırılganlıklar nedeniyle ihracatta son dönemde ivme kaybı gözleniyor. Özellikle Avrupa pazarındaki gelişmeler belirleyici olacak. Bununla birlikte ithalat iç talepteki zayıflık sebebiyle daralmayı sürdürüyor, dış ticaret açığı da küçülüyor ve yılsonunu son 15 yılın en düşük seviyesi olan 10 milyar dolar civarında tamamlaması bekleniyor.
  • İlk çeyrekte genel enflasyondaki düşüşü yüksek gıda fiyat artışları sınırlarken ikinci çeyrekte mevsimsel etkiler ve talebin zayıflığı ile yıllık enflasyonda sert düşüşler kaydedildi. Zayıf talep ve düşük petrol fiyatlarıyla enflasyon dinamiklerinde iyileşmenin bir süre daha sürmesi bekleniyor. Bu dinamikler ışığında Merkez Bankası da yılsonu enflasyon tahminini 0,7 düşürerek, yüzde 13,9’a çekti.
  • Türkiye ekonomisine dair 2019 beklentileri ise şöyle sıralanıyor:
  • 2018'i yüzde 2,6'lık büyümeyle tamamlayan Türkiye ekonomisinin 2019'un ilk 6 ayında büyüme dinamiklerinde zayıf kalacağı düşünülüyor. Yılın ikinci yarısındaysa daralmanın hız keseceği ve yıl genelinde ekonominin yüzde 1 civarında küçülebileceği öngörülüyor.
  • Talep koşullarındaki olumlu etkilere karşın fiyatlama davranışlarındaki oynaklık enflasyonda riskleri canlı tutuyor. Yüksek asgari ücret artışı ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi nedeniyle, fiyatlama davranışlarında ve enflasyon görünümünde iyileşme sınırlı kalabilir.
  • Büyümedeki zayıf performans nedeniyle işsizlik oranının 2019'da ortalama yüzde 13 seviyesinde çıkması bekleniyor.
  • İç talepteki zayıflık ve turizmdeki canlılık ile cari açıkta iyileşme bir süre devam edebilir. Bu noktada petrol fiyatlarının seyri de büyük önem taşıyor. Petrol fiyatlarında hızlı bir yükseliş olmazsa 2019'da cari açığın 10 milyar dolar civarında kalacağı tahmin ediliyor.
  • TCMB'nin faiz indiriminin önünü açması, ekonominin yüksek faiz yükünü azaltıcı gelişmeleri beraberinde getirecek. Enflasyonda yeni hedefleme, yılsonuna kadar faizlerde yeni indirimler beklenebilecek.
  • Faiz indirimi, finans kuruluşlarında da karşılık buldu. Kamu bankalarında konut faiz oranlarının 1’in altına indiği görüldü. Konut ve otomotivde başlayan sürecin zaman içerisinde tüketici kredilerine de yansıması bekleniyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor