Bünyesinde farklı sektörlerden, dünyanın önde gelen birçok markasını barındıran Marka Koruma Grubu, 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü dolayısıyla; fikri mülkiyet haklarının sürdürebilir yatırım ortamı, adil rekabet koşulları, ekonomik ve toplumsal gelişim için kritik olduğu ifade etti.
Patent ve Marka Vekilleri Derneği de bu günle ilgili bir farkındalık açıklaması yaptı. Detaylar haberimizde..
Bünyesinde farklı sektörlerden, dünyanın önde gelen birçok markasını barındıran Marka Koruma Grubu’nun 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; fikri mülkiyet haklarının sürdürebilir yatırım ortamı, adil rekabet koşulları, ekonomik ve toplumsal gelişim için kritik olduğu ifade edildi. Dünya ekonomisinin küreselleşmesine paralel olarak “ulusal rekabet gücü” kavramının giderek daha fazla önem kazandığını belirten Marka Koruma Grubu, fikri ve sınai mülkiyete dayalı ekonomilerin küresel rakipleri karşısında üstünlük elde ettiğini vurguladı.
Marka Koruma Grubu’nun Açıklamasında Şu Görüşlere Yer Verildi:
“Türkiye 2023 yılında iki trilyon dolar milli gelir, beş yüz milyar dolar ihracat, yüzde üç Ar-Ge yoğunluğu ve en az 10 küresel marka oluşturmayı hedeflemektedir. Bunun için Türkiye’nin yenilikçiliği, teknoloji transferini teşvik eden, inovasyon odaklı bir ekonomiye geçmesi kaçınılmazdır. Böylesi bir dönemde; marka, patent ve telif gibi tüm fikri ve sınai hakların ve sahiplerinin korunduğu; sahte, taklit, korsan ve kaçak dahil tüm yasadışı ürünlerin üretim ve ticaretinin engellendiği bir yasal çerçeve şarttır.
Bugün ülkemizde taklit ve korsanın yıllık ekonomik değerinin 10,6 milyar dolar düzeyine ulaştığı ve bunun gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde birinden fazlasına denk geldiği, ayrıca kaçak dolayısıyla uğranılan kaybın milyarlarca dolar olduğu düşünüldüğünde, markaların karşı karşıya olduğu tehdit açık olarak görülmektedir. Özellikle uluslararası yatırımcıların ve markaların Türkiye’yi dikkatle takip ettiği, iş ve yatırım stratejilerini belirlerken değerlendirdiği böylesi bir dönemde, hak sahiplerinin yatırımlarını koruyabildiği bir iş ortamı “ulusal rekabet gücü” açısından önemlidir. Hem mevcut markaları güvence altına almak, hem yeni markalar inşa etmek, hem de ülke ekonomisini ve tüketicileri yasadışı ticaretin etkilerinden korumak için fikri mülkiyetin korunmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kapsamlı politikaların geliştirilme sürecinde iş dünyasının görüşlerinin önemli olduğunu ve sektörlerin katkı sağlayabileceğini özellikle belirtir, 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Gününü kutlarız.”
Patent ve Marka Vekilleri Derneği (PEM), 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Dünya Ticaret Örgütü’nün TRIPS (Fikri Mülkiyet Haklarının Ticaretle İlgili Yönlerine İlişkin Anlaşma) anlaşması dolayısıyla dünya genelinde fikri ve sınai hakların korunmasının büyük önem taşıdığını belirterek, bu konunun özellikle son dönemde Türkiye için de öncelikli konulardan biri haline geldiğini ifade etti. Patent ve Marka Vekilleri Derneği’nin yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Fikri Haklar konusundaki çalışmaları 1980’lere kadar uzanan Türkiye, günümüzde bu alanda dünyadaki önemli aktörler arasında yerini alma yönünde ilerliyor. Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tarafından yakın zamanda yayımlanan Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri raporu da bunun göstergelerinden biridir.
Bugün Türkiye, Avrupa’da marka başvurularında birinci, tasarım başvurularında ikinci, patent başvurularında ise sekizincisıraya yükselmiştir. Dünya genelinde patent başvurularındaki artış yüzde beş civarındayken, Türkiye son beş ‐ altı yılda yerli patent başvurularında yüzde yirminin üzerinde artış sağlamayı başarmıştır.
Geldiğimiz noktayı daha da ileriye götürebilmek için; markaları ve patentleri ilgilendiren düzenlemelerimizin, kamunun ve endüstrinin ihtiyaçlarını eşit şekilde gözeten, ekonominin fiziki olmayan bu değerlerine zarar vermeyecek bir anlayışla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Hak sahiplerinin marka ve patentlerini tam ve etkin şekilde kullanabilmesini sağlamak, kuşkusuz ülkemizin uluslararası arenadaki gücünü arttıracak ve fikri mülkiyet alanındakisaygınlığına önemli katkısağlayacaktır. Bilindiği üzere bugün yürülükte olan sınai mülkiyet mevzuatımız 1995 yılında yürürlüğe girmiştir.
Bugüne kadar geçen süre içindeki uygulamalarda ortaya çıkan sorunlar ve dünyadaki gelişmeler de dikkate alınarak mevzuattaki eksikliklerin giderilmesi için TBMM’de görüşülmekte olan bir Kanun Tasarısı bulunmaktadır. Tasarı bugün uygulamada mevzuat kapsamında yaşanan sorunları önemli ölçüde gidermeye yönelik hükümler içermektedir. Tasarı ile İncelemesiz patent sisteminin kaldırılması ve faydalı model başvurularına araştırma raporu zorunluluğu getirilmesi Türkiye’deki patent ve faydalı model kalitesinin artmasını sağlayacaktır. Ancak sözkonusu Kanun tasarısı özellikle patent ve marka vekillerinin barolar veya meslek odaları gibi birlik veya oda yapısında kurumsallaşmasına ve disiplinine ilişkin yasal düzenlemeleri kapsamaması nedeniyle önemli bir eksiklik içermektedir.
PEM olarak; teknolojik gelişmelerin önünü açan, buluş geliştirme inisiyatifini çoğaltan, mevcut marka ve patentler ile bunlara yapılan yatırımları koruyarak potansiyel yeni yatırımcılara da olumlu mesajlar veren, fikri mülkiyet alanındaki meslek dallarının gelişmesine imkan tanıyan politikaların oluşturulmasını diliyoruz. Bu yönde politikalar, tüketiciyi de sahte, taklit, korsan, kaçak gibi tehditlerden koruyacak, ekonominin önemli değerlerini temsil eden marka ve diğer fikri haklardan gördüğü faydayı artıracaktır. Bu vesileyle, Patent ve Marka Vekilleri olarak entellektüelsermayenin önemine dikkat çeken bu anlamlı günü kutluyoruz.”
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.