Dünya ile rekabet eden ve katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin geliştirilmesi için son yıllarda hem devlet hem de özel sektör Ar-Ge’ye büyük pay ayırıyor. Sanayi kuruluşlarına, kamuya ve araştırmacılara Ar-Ge desteği sağlayan TÜBİTAK, 2012 yılında Ar-Ge’ye 1,4 milyar TL’lik kaynak sağladı. TÜBİTAK’ın desteğinin yanı sıra Türkiye’de GSMH’nin yüzde 0,86’sının Ar-Ge’ye ayrılması önemli başarıları da beraberinde getirdi. Savunma, otomotiv, enerji ve sağlık gibi birçok alanda dünyada sayılı ülkelerin sahip olduğu teknolojiler artık Türkiye’de de geliştirilir duruma geldi. Detaylar haberimizde..
Dünya ile rekabet eden ve katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin geliştirilmesi için son yıllarda hem devlet hem de özel sektör Ar-Ge’ye büyük pay ayırıyor. Sanayi kuruluşlarına, kamuya ve araştırmacılara Ar-Ge desteği sağlayan TÜBİTAK, 2012 yılında Ar-Ge’ye 1,4 milyar TL’lik kaynak sağladı. TÜBİTAK’ın desteğinin yanı sıra Türkiye’de GSMH’nin yüzde 0,86’sının Ar-Ge’ye ayrılması önemli başarıları da beraberinde getirdi. Savunma, otomotiv, enerji ve sağlık gibi birçok alanda dünyada sayılı ülkelerin sahip olduğu teknolojiler artık Türkiye’de de geliştirilir duruma geldi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK’ın başarılı Ar-Ge projelerinin yurt dışına ihraç edilebilmesi için ticarileşme süreci başlatacaklarını açıkladı.
Projelere Rafta Kalmayacak
Ar-Ge’de güzel gelişmeler yaşandığını belirten Bakan Ergün, TÜBİTAK’ın geliştirdiği ancak seri üretim yapmadığı ürünlerin raflarda kalmasına müsaade etmeyeceklerini söyledi. Ergün: “TÜBİTAK’ta çok köklü değişiklikler yaptık. TÜBİTAK artık daha sanayi odaklı, daha iş dünyası odaklı, daha ticari, teknolojinin ticarileşmesi odaklı bir destek programı ve araştırma programına yöneldi. Şimdi bir taraftan tabii ki kamunun araştırmalarını da yürütüyor, askeri nitelikli araştırmalar da yürütülüyor, savunma sanayi araştırmaları da yürütülüyor, ama bir taraftan da geliştirilmiş teknolojilerin ticarileştirilmesi çalışmaları sürdürülüyor” diye konuştu.
Atölyeden Seri Üretime
Bakan Ergün, küçük ve orta ölçekli firmalar ile savunma sektörünün de desteğiyle dünya piyasalarına taşınacak ürünler sayesinde Ar-Ge’de asıl hedefe ulaşılacağını söyledi. TÜBİTAK’ın askeri amaçla geliştirdiği projelere dikkat çeken Ergün, “Biz askeri amaçlı mayın tarama cihazları yapıyoruz. Bütün Ar-Ge’sini biz yapmışız, TÜBİTAK’ta geliştirmişiz ve küçük çaplı bir üretim tesisi ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mayın tarama cihazı talebini karşılıyoruz. Bu 100 tane veya 500 tane… Ancak bu seri üretimle değil, atölyede üretiliyor. Aslında bu ticarileşebilir ve tüm dünyaya ihraç edilebilir bir ürün. Biz bu tür teknolojilerin dünya piyasalarına sunulması amacıyla, artık lisansıyla, patentiyle ve teknolojisiyle KOBİ’lere transfer etmek istiyoruz. Türkiye’de KOBİ niteliğindeki işletmelerin savunma sanayinde de rol alması ve yeni işletmelerin doğmasını amaçlıyoruz. TÜBİTAK yakında bu hedefler doğrultusunda çağrıya çıkacak ve şu teknolojiyi ticarileştiriyoruz diyecek. Talipli olanlara şartları sunacak ve teklif alacak.” diye konuştu.
“10 Farklı Isıl Pilleri Geliştiren Birkaç Ülkeden Biriyiz”
Büyük nitelikli askeri teknolojilerin de ticarileşmeyi beklediğini kaydeden Bakan Ergün, TÜBİTAK’ın ısıl pil ürettiğine dikkat çekti. Ergün, “Ani yüksek enerji verebilen ve bir torpidonun hedefine varana kadar elektriğini sağlayan, içindeki elektronik mekanizmaların çalışmasını sağlayan yüksek verimlilikte piller bunlar. TÜBİTAK SAGE bu pillerden 10 farklı amaçta kullanılacak pillerin tasarımını ve üretimini yaptı. Dünyada bunu üretilebilen birkaç ülkeden birisiyiz. Ama biz de küçük çaplı üretim yapıyoruz. Şimdi bunların güvenlik sertifikalı firmalar tarafından üretilerek ticarileşmesi gerekiyor. TÜBİTAK, artık teknolojinin ticarileşmesi konusuna daha çok ağırlık veriyor. Bu tür projeleri ve üniversite-sanayi işbirliği projelerini daha çok destekliyor. Bu modelle hareket ediyor. Tüm kurumlarımız ve özel sektörün katkısıyla harekete geçebilirsek ülkemiz adına çok önemli bir sıçrama yaparız” şeklinde konuştu.
TÜBİTAK’ın Geliştirdiği Yerli Yol Çizgi Boyasını KOBİ’ler Ticarileştirecek
TÜBİTAK, Karayolları Genel Müdürlüğü ile yaptığı yol çizgi çalışmasını hatırlatan Bakan Ergün, geliştirilen yerli yol çizgisinin çevreci ve uzun ömürlü olduğuna dikkat çekti. Ergün, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yıllık ortalama 20 bin ton boya için 65 milyon lira harcadığını belirterek, “Bu boyanın tamamını ithal ediyoruz. Bunun önüne geçmek için TÜBİTAK yerli, çevreci ve uzun ömürlü yol çizgi boyası geliştirdi. Pilot uygulamaları gayet başarılı oldu. Bunun da anlamı kısa süre sonra Türkiye’nin bu boyaları ithal etmeyecek. Ancak başka ülkelerin de kara yolları var, başka ülkelerin de ihtiyacı var. Yani bu ürüne rahatlıkla pazar bulabiliriz. Çünkü mevcutlarından her yönden üstün. Şimdi bunu özel sektörde küçük veya orta ölçekli bir firma alıp üretebilir ve ticarileştirebilir. İşte yakın zamanda bunları yapacağız” dedi.
TÜBİTAK kaynaklı alıntı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.