Yeşil Destek Mekanizmalarından Haberdar mısınız?

Bu haberimizde Yeşil Ekonomi ve Yeşil Girişimcilik konularına odaklı çalışmalar yürüten Emrah Kurum'un EKOIQ Dergisi Haziran sayısı için hazırladığı makalesini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. İşletmenizi sürdürülebilir üretim süreçlerine dahil etmek istiyorsunuz ama bu konuda mali gücünüz yok. Yurtdışındaki firmalarla iletişime geçmek istiyorsunuz ama bir network’ünüz yok. Her şeyiniz var ama kaliteli genç insanlara ihtiyaç duyuyorsunuz. O zaman bu yazıyı okumalısınız, çünkü Türkiye’de bu konuda destek alabileceğiniz çok sayıda kurum ve kuruluş hizmete hazır. Detaylar haberimizde..

Bu haberimizde Yeşil Ekonomi ve Yeşil Girişimcilik konularına odaklı çalışmalar yürüten Emrah Kurum'un EKOIQ Dergisi Haziran sayısı için hazırladığı makalesini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

İşletmenizi sürdürülebilir üretim süreçlerine dahil etmek istiyorsunuz ama bu konuda mali gücünüz yok. Yurtdışındaki firmalarla iletişime geçmek istiyorsunuz ama bir network’ünüz yok. Her şeyiniz var ama kaliteli genç insanlara ihtiyaç duyuyorsunuz. O zaman bu yazıyı okumalısınız, çünkü Türkiye’de bu konuda destek alabileceğiniz çok sayıda kurum ve kuruluş hizmete hazır…

Dünyada iş süreçlerinde “sürdürülebilir iş modellerine” doğru yavaş da olsa bir dönüşüm yaşandığını söylemek yanlış olmaz. Sadece kâr odaklı iş yapma biçimleri eskiyor; yerini toplumsal fayda ve çevresel sürdürülebilirlik odaklı iş yapma biçimleri almaya hazırlanıyor. Bu dönüşümün ne kadar farkındayız bilinmez ama Türkiye’de bu süreç çeşitli kurumlar tarafından destekleniyor. İş süreçlerindeki dönüşüm için en gerekli şeylerden biri tabii ki zihniyet değişimi ama işin bir başka yönü daha var ki, o olmadan da olmuyor: Para. Özellikle küçük ölçekli işletmeler için finansal destek ve hibeler son derece önemli. Bu destekler, firmaların sürdürülebilir yatırım çalışmalarının geri dönüşüne kadar son derece önemli bir can suyu sağlıyor. Türkiye’de de bu konuda çok sayıda olanak var fakat ne yazık ki işletmeler bu destek mekanizmalarından yeterince haberdar değil. Haberdar olduklarımızdan da tam anlamıyla faydalanamıyoruz. Bu yazıda, bu destek mekanizmaları hakkında genel bir bilgi vermeye çalışacağız.

En son verilere göre ülkemizde Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda kurulan 26 tane Kalkınma Ajansı bulunuyor. Her ajans kendi bölgesi içerisinde bulunan şehirlerin kalkınması için düzenli olarak hibeler veriyor. Hibeler genel olarak üretim sürecine destek, kırsal ve sosyal kalkınma, turizm ve teknik destek olmak üzere dört kola ayrılabilir. Projelere verilen hibe oranları ise ortalama olarak yüzde 25 ile yüzde 75 arasında değişiyor. 2012’nin sonları ve 2013 içerisinde hibe destek programı kapsamında açıklanan bütçe miktarı yaklaşık 550 Milyon TL civarında. Bu destek miktarı içerisindeki, bizim ana ilgimiz olan yenilenebilir enerji, temiz üretim ve eko turizme destek miktarı ise 270 milyon TL’yi buluyor. Yani sürdürülebilir iş modellerine verilen destek toplam destek miktarının yaklaşık olarak yarısına eşit. İş modellerimizi sürdürülebilir kılma adına verilen bu desteklerden yararlanılabilir. Mali destek almak isteyen firmalar bu hibeleri yakından takip ederek bunları kullanabilir.

Sürdürülebilir iş modellerine geçişte destekler sağlayan kurumlarımızdan biri de Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), 24 özel sektör, 5 kamu, 11 şemsiye kuruluş ve 15 gerçek kişinin biraraya gelmesi ile kurulmuş bir vakıf. Kamu-özel sektör ortaklığıyla kurulan TTGV, 1991 yılından beri özel sektörün Ar-Ge ve teknolojik yenilik projelerine destek sağlıyor. Bu kapsamda yaptığı güzel çalışmalarından biri de, temiz üretim üzerine farklı sektör gruplarında gerçekleştirdikleri projeler. Gıda ve içecek sektöründen kimya sektörüne, metal işleme ve makine sektöründen tekstil sektörüne kadar geniş bir faaliyet alanını kapsayan projelerde ciddi kazanımlar elde edilmiş durumda. Projelerin toplam yatırım tutarı yaklaşık 265 bin dolar; yıllık mali kazançları ise yaklaşık 1 milyon 360 bin doları buluyor. Bu maddi kazanımların nasıl elde edildiğini ise, Bursa’daki Özel Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti üzerinden değerlendirelim. TTGV’nin yürütücülüğünü yaptığı, 35 bin TL yatırım maliyetinin 10 bin dolarının UNIDO bütçesinden sağlandığı Özel Tekstil Temiz Üretim projesiyle yıllık yaklaşık 350 bin TL tasarruf elde edilmiş. Tekstil sektöründe su önemli bir girdi olduğu için, tüketilen su miktarının azaltılması adına yapılan iyileştirmelerle yüzde 54 tasarruf edilmiş. Bu yatırım sayesinde, enerjiden de yüzde 22 tasarruf edildiği açıklandı.

TTGV bugüne kadar yaptığı çalışmaların getirdiği birikim ve tecrübeyle, kredi desteklerinin yanı sıra,firmalara danışmanlık hizmeti de sağlıyor. (TTGV hakkında ayrıntılı bilgi almak için internet sitelerini ya da EKOIQ Dergisi Ekim 2012 sayısını inceleyebilirsiniz).

Destek mi İstemiştiniz?

Firmalara sürdürülebilirlik çalışmaları konusunda destek sağlayan diğer bir önemli kurum ise Avrupa İşletmeleri Ağı (AİA). Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 2008 yılından beri başta KOBİ’ler olmak üzere teknolojik ve ticari alanlarda uluslararasılaşma eğiliminde olan ve AB kaynaklı fonlardan faydalanma amacı ile Ar-Ge projelerinde yer almak isteyen kurum ve kuruluşlara ücretsiz danışmanlık hizmeti sağlayan AİA, dünyanın en büyük iş ağı olarak kabul ediliyor. 52 ülkede 30 milyon KOBİ’nin yer aldığı ağda işbirliği konularında ücretsiz destek sağlayan AİA ile temasa geçerek veri tabanlarına üye olabilirsiniz. İlgilendiğiniz alanda yayınlanan son teknoloji profilleri size otomatik olarak ulaştırılabiliyor. Örneğin, Avustralyalı bir firma egzoz gazlarından elektrik elde etmeye yarayan kompakt ve yüksek verimliliğe sahip bir cihaz geliştirmiş ancak ortak araştırma, geliştirme veya finansal destek için partnerler arıyor.

AİA’nın veri tabanlarına dahil ola­rak bu ve benzeri binlerce işbirliği olanaklarına erişmeniz mümkün. AİA’nın yetkin uzmanları, işbirli­ğinin gelişimi konusunda da tüm bilgi birikimlerini önünüze seriyor. Siz yeter ki isteyin… (AİA hakkında ayrıntılı bilgi almak için internet si­telerini ya da EKOIQ Dergisi Ekim 2012 ve Mart 2013 sayısını incele­yebilirsiniz).

Temiz üretim ve sürdürülebilir iş süreçleri konusunda Türkiye’de ya­rarlanabileceğiniz diğer bir destek mekanizması ise, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Sanayi Tezleri Progra­mı. Kısaca San-Tez olarak bilinen program, “üniversite-sanayi işbirli­ğinin kurumsallaştırılması ve üni­versitelerimizde yapılan bilimsel çalışmaların ticarileştirilerek ülke­mize katma değer yaratacak, ulus­lararası pazarlardaki rekabet gücü­nün artırılmasına katkı sağlayacak yeni ürün ve/veya üretim yöntemi geliştirilmesi, mevcut üründe ve/ veya üretim yönteminde yenilik yapılması amacıyla sanayinin ihti­yaçları doğrultusunda belirlenecek yüksek lisans ve/veya doktora tez çalışmalarının desteklenmesini” amaçlıyor. Bu program kapsamın­da yapılacak proje maliyetlerinin yüzde 75’ine kadarını Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı kar­şılayabiliyor. Her yıl 15 Mart ve 15 Ağustos olmak üzere iki defa başvuru yapılabilen bu destek me­kanizması ayrı bir öneme sahip, çünkü bu projede yer alan kişiler yüksek lisans ve doktora öğrencile­ri. Dolayısıyla proje sayesinde hem işletmeler yeni buluş ve gelişme­lere çok düşük maliyetle ulaşmış oluyor, hem de genç bilim insanları için eğitim hayatından sonraki sü­reçte doğrudan pratik olarak görev alabilecekleri bir iş alanı hayata geçmiş oluyor. Bir hamleyle, iki ka­zanım diye buna denir herhalde…

 

Yapılacak Çok Şey Var

Sürdürülebilir iş süreçlerinin yay­gınlaştırılması adına ülkemizdeki mevcut destek mekanizmalarından bazılarına değindik. Koşullar belki hâlâ istenilen düzeyde değil fakat bunun iyileştirilmesi de yine bizlere, yani yurttaşlara düşüyor. Öncelikle bu mekanizmalardan haberdar olup maksimum düzeyde faydalanmaya çalışılmalı. Üretimini sürdürülebi­lirlik yoluna sokmak isteyen bir fir­ma, bulunduğu bölgenin kalkınma ajansının hibelerinden ve TTGV’nin destek kredilerinden kolaylıkla ya­rarlanabilir. Uluslararası çapta ya­şanan değişimleri yakından takip edip bunları ülkemizde uygulamak isteyen firmalar, yurtdışındaki fark­lı firmalar ile partnerlik kurma ko­nusunda ücretsiz olarak AİA’dan destek alabilir. Ya da kalifiye perso­nel eksikliğinden yakınmak yerine, yüzde 75’e kadar Bakanlık desteği ve yanında üniversiteden akademik personel desteği alarak, genç ve ba­şarılı mezunları işletme bünyesine katmak için San-Tez’den yararla­nabilir. Bunlar mevcut destek me­kanizmalarından bazıları. Bunları düşünerek “Biz bu destek mekaniz­malarının neresindeyiz?” sorusunu kendimize sormalıyız. Mevcut des­tek mekanizmalarının eksikliğinin giderilmesi adına çözüm önerilerini de gerekli yerlere iletmek, herhalde en doğru ve ilerletici yurttaş davra­nışı olacaktır…

EKOIQ Dergisi Haziran 2013 kaynaklı Emrah Kurum'un kaleme aldığı alıntı haberimizi, yeşil ekonomi ve yeşil girişimcilik konularına ilgili okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor