Organik tavuk tüketiminin Türkiye’de Avrupa ortalamasının gerisinde olduğunu ama buna rağmen büyük yol katedildiğini belirten Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan 2009’dan bu yana organik tavuk pazarı 14 kat büyüdüğünü ifade etti. Detaylar haberimizde..
Organik tavuk tüketiminin Türkiye’de Avrupa ortalamasının gerisinde olduğunu ama buna rağmen büyük yol katedildiğini belirten Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan; “Türkiye’de organik tavuk pazarına 2009 yılında girdik. O zaman tek marka bizdik, halen de pazarın lideriyiz. Gelişime ve büyümeye şahitlik etmek çok umut verici. O günden bu yana pazar, 14 kat büyüdü. Bu pazarı bilinçli anneler ve onların talebine kulak veren zincir mağazalar büyüttü. Sağlıklı beslenme bilincinin artması için organik üretim yapan çiftçilerimizi cesaretlendirmeliyiz. Biz en büyük gücümüzü organik üretim yapan aile çiftliklerinden ve sözleşmeli tarım modelimizden alıyoruz” dedi.
Organik Liginde 3 Büyük İlin Rakibi Bursa Ve Antalya
Organik konusu fiyat odaklı olmaktan çıkıp bir bilincin göstergesi olmaya başladığına vurgu yapan ve “Bunu organik bakliyat, makarna ve et/sebze suyu ürettikten sonra daha net gözlemledik” diyen Doğan organik tüketimin 3 büyük il dışında Bursa ve Antalya’da ciddi arttığına vurgu yaptı. Organik tavuk liginde İstanbul‘da; Ataşehir, Caddebostan, İstinye, Bahçeşehir, Etiler, Ankara’da; Zirvekent, Beysukent, Çankaya, Bursa’da; Geçit, Nilüfer ve İzmir’de; Mavişehir ve Bostanlı en fazla organik tüketen ilçeler olarak ön plana çıkıyor.
Yerel Zincir Marketler de Konuya Duyarlı
Doğan’a göre: “Organik ürünler her geçen gün daha erişilebilir oluyor. Önemli olan organik üretim yapan üreticilerin sayılarının artması. Onlar üretsin biz onlara pazar yaratırız. Global marketler kadar yerel zincir mağazaların da organik ürünlere ilgisi arttı.” dedi.
Çocuk Beslenmesinde Üç Adım Çok Önemli
Son yirmi yılda obezitenin çocuklarda 3 katına çıktığını biliyor muydunuz? Çocuklarda en sık rastlanan üç alışkanlığı derhal bırakmamız gerektiğine vurgu yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Bozoğlu; “Sabah kahvaltısı yapmadan okula gitme alışkanlığı, katkı maddesi yüksek beslenme anlayışı ve ara öğünlerde yenilen abur cuburlar çocukların geleceğini riske atıyor. Sağlıklı bir yetişkin olmanın ilk şartı sağlıklı ve dengeli beslenen bir çocuk olmaktır. Anne babalara sesleniyorum; çocuklarınız “ne yerse odur” Çocuk yaşta zirai ilaç kalıntısı, antibiyotik, hormon ve katkı maddesi içermeyen besinleri öğretin, yönlendirin” dedi.
Çocukken Yediklerimiz Sağlığımıza Yön Veriyor
Çocuklarınız yaşıtlarından daha küçük mü görünüyor, öğrenme güçlüğü mü çekiyor, sık sık hasta mı oluyor ve yaşına göre kilosu fazla mı? Bunların bazıları bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi sadece sağlıksız beslenmenin de bir sonucu olabilir. Çocukluk döneminde karşılaşılan yetersiz ve/veya dengesiz beslenme sonucunda gelişim bozuklukları, zeka geriliği, bağışıklık sisteminde zayıflık gibi pek çok sağlık sorunu ortaya çıktığına vurgu yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr . Faruk Bozoğlu “Çocukluk döneminde edinilen yanlış beslenme alışkanlıkları, ileri ki yaşlarda kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, kanser ve obezite gibi birçok hastalıklar için temel risk faktör oluşturuyor” dedi.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.