İstanbul Sanayi Odası(İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan:“İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle hazırladığımız İstanbul Sanayi Strateji Belgesi’nde belirtilen yol haritasını İSO tek başına yapamaz.Proje, paydaşlarıyla birlikte kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyuyor.” dedi. Detaylar haberimizde..
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin mart ayı olağan toplantısı, “Sanayisiz İstanbul Olmaz Yaklaşımından Hareketle; Yaşam Kalitesi, Verimliliği ve Rekabet Gücü Daha Yüksek Bir İstanbul’u Birlikte Yaratabilmek” ana gündemi ile gerçekleştirildi.
İstanbul Valisi Vasip Şahin’in konuk olduğu meclis toplantısının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul sanayisinin küresel çapta yüksek rekabet gücüne sahip olması için hazırladıkları “İstanbul Sanayi Strateji Belgesi”nin hayata geçirilmesi için tüm paydaşlardan ve kamuoyundan destek istedi.
Kentlerin gelişmesinde ve cazibe merkezi haline gelmesinde sanayinin oynadığı rolü unutmamak gerektiğini hatırlatan Bahçıvan; “Giderek artan acımasız ekonomik rekabet koşullarında, şehirlerin rekabet gücü giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu gerçekten hareketle, İstanbul sanayisinin de küresel rekabet gücü kazanması ve ülkemizi 2023 ihracat hedeflerine ulaştırmak için, İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle 18 strateji başlığı altında 46 strateji ve 85 eylem planı tanımladık. İstanbul Sanayi Strateji Belgesi’nde neler yapılması gerektiği konusunda bir yol haritamız var. Takdir edilmeli ki bunu İstanbul Sanayi Odası tek başına yapamaz. İşte bu nedenle, sürecin paydaşları belgede açık bir şekilde tanımlanıyor. Bu proje, paydaşlarıyla birlikte kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyuyor” dedi.
Katma Değerin Yüzde 27’si İstanbul’a Ait
Konuşmasında Türkiye’de sanayi sektöründe yaratılan her 100 birimlik katma değerin 27’sinin İstanbul’a ait olduğunu, şehrin Türkiye’nin en önemli ihracat ve ithalat ana üssü olduğunu hatırlatan Bahçıvan, “İstanbul’un genel bütçe vergi gelirleri içindeki payı yüzde 46,1 düzeyinde. Kent, Ar-Ge ve yenilikçilik açısından da ön planda. 2014 yılı itibarıyla Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan 5 bine yakın patent başvurusunun yüzde 43,3’ü İstanbul’dan yapıldı” şeklinde konuştu.
İstanbul Sanayi Strateji Belgesi’nde belirtildiği üzere, Türkiye’de kısa sürede yüksek teknolojiye dayalı ihracatı artırabilecek tek altyapının İstanbul’da olduğuna dikkat çeken Bahçıvan; “Bugün İstanbul, ülkemizin yüksek teknolojili ürün ihracatının yüzde 67,2'sini gerçekleştirirken, orta-yüksek teknolojili ürün ihracatında da yüzde 50’nin üzerinde bir paya sahip. Dolayısıyla İstanbul’un ihracat yapan sanayi oyuncularının ortamları iyileştirilmeden, gerekli kapasite artışları için altyapı sağlanmadan ve başta kalifiye işgücü olmak üzere, enerji, hammadde gibi temel girdilerin güvenliği sağlanmadan Türkiye’nin 2023 hedefi olan 500 milyar dolar ihracata ulaşması mümkün olamayacaktır” dedi.
Zor bir konjonktürden geçildiğinin ortada olduğuna kaydeden İSO Meclis Başkanı Zeynep Okyay ise; "Haziran ayında genel seçimler var ancak 2015'in bir kayıp yıl olmasına müsaade etmememiz lazım. Sanayiciler olarak hevesliyiz. Yelkenleri açmış, rüzgar bekliyoruz. Bu nedenle hükümetten, ekonominin, sanayinin ikinci plana atılmadığına dair ciddi bir efor görmek istiyoruz. Son Bakanlar Kurulu'nda masaya konulan sanayiyi destekleme paketinin bir an evvel devreye alınması, bu konuda atılacak iyi bir adım olacaktır. Ayrıca, üç ayrı paket halinde açıklanan yapısal dönüşüm adımlarının net bir takvimle hayata geçirilmesi çok önemli" dedi.
İstanbul'un bir mega kent olarak artık sanayiye sıcak bakmadığını ancak İstanbul'un sanayisizleşmesinin mümkün olmadığını belirten Okyay, çünkü sanayi üretiminin üçte birinin, yüksek teknoloji sanayi ürünleri ihracatının ise üçte ikisinin İstanbul'da bulunduğunu ifade etti.
5 ve 6. bölge teşviklerinin vadettiğiyle bu coğrafyaların lojistik ve emek kalitesinin ne yazık ki örtüşmediğini vurgulayan Okyay, bu nedenle bu bölgelere istenilen ölçüde yatırım gitmediğini anlattı.
Dolayısıyla az gelişmiş bölge teşviklerini, bu bölgelerdeki kamu altyapı yatırımlarını hızlandırarak, eşgüdüm halinde daha uzun vadeli planlama zorunluluğu bulunduğunu söyledi.
"İSO Sanayi Teknopark Ortak Çalışma Komisyonu'nu Oluşturduk"
Zeynep Bodur Okyay, sanayi denen şeyin, yenilikçi girişimin, kalifiye işgücünün, Ar-Ge'nin, üniversitenin, yaratıcı emeğin, finansa kolay erişimin, entegre lojistiğin, pazarlara yakınlığın bir arada titizlikle düşünülmesi gereken komplike bir iş olduğunu anlattı.
Bu bacaklardan birinin aksaması halinde tüm zincirin aksayacağını, bu nedenle sanayiyi, bütüncül bir yaklaşımla büyütme zorunlulukları bulunduğunu vurgulayan Okyay, şöyle devam etti: "Bu noktada İSO'nun başlattığı bir girişim var. Odamızın Yönetim Kurulu aldığı kararla İSO Sanayi Teknopark Ortak Çalışma Komisyonu'nu oluşturduk. Komisyonumuz kısa süre içinde çalışmalarına başlayacak. Bu Komisyon'un amaçları, sanayinin katma değeri yüksek, teknolojiye dayalı üretimini geliştirmek için teknopark ekosisteminin sunduğu fırsatlardan daha fazla yararlanmasını sağlamak, üniversite ve teknoparklarda üretilen yeni teknolojilerinin sanayide değere dönüşmesine yönelik faaliyetler yürütmek, sanayi, üniversiteler ve teknoloji firmaları gibi teknopark paydaşları arasında ortak paydaya dayalı sürdürülebilir iş birliği ve transfer mekanizmalarının oluşmasını sağlamak. Sanayicinin teknoloji üreticisi olduğu gibi teknoloji yaratımcısı olmasını teşvik edecek çalışmalar yürütmek ve bu faaliyetleri destekleyici şekilde politika, mevzuat ve teşvik sisteminin geliştirilmesine katkıda bulunmak şeklinde özetlenebilir. Bu çalışmalarla Odamızla birlikte bu komisyon sanayimizi daha bütüncül bir yaklaşımla büyütmek için fikirler geliştirecek."
Hürriyet kaynaklı haberimizi sanayi sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.