Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: "2023 yılında bugüne kıyasla 2 kat daha fazla enerji tüketeceğiz. Bu nedenle, mevcut şebekelerimizi bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı akıllı şebekelere doğru hızlı bir şekilde dönüştürmek zorundayız" dedi. Detaylar haberimizde..
Bakan Fikri Işık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde düzenlenen 3. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı'nın (ICSG Istanbul 2015) açılışında yaptığı konuşmada, hayatın her alanında olduğu gibi enerji alanında da büyük bir teknolojik dönüşüm yaşandığını ifade etti.
Gelişen teknolojiyle birlikte enerji şebekelerine bilgisayar ve ağ teknolojilerini entegre ederek birçok akıllı özellik kazandırmanın mümkün hale geldiğini belirten Işık, böylece tek yönlü akış yapan bir şebekeden haberleşme altyapısıyla donatılmış çok yönlü bir enerji ağına doğru geçiş süreci başladığını anlattı.
Işık, dünyada birçok ülkenin akıllı şebekelerin klasik şebekelere olan üstünlüğünü fark ederek, bunu uygulamaya başladığına değindi.
Fikri Işık, Bakanlık olarak geleceğin teknolojileri arasında gösterilen akıllı şebekeler, nesnelerin interneti, üç boyutlu yazıcı teknolojileri, giyilebilir teknolojiler, bulut bilişim ve kablosuz enerji nakli konuları üzerinde çalıştıklarını dile getirdi.
"Mevcut Şebekelerimizi, Akıllı Şebekelere Dönüştürmek Zorundayız"
Bütün bu çalışmalarla hedeflerinin Türkiye'de üretimin niteliğini yükselterek yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili üretime geçiş yapmak olduğunu aktaran Işık, şunları kaydetti: "Bugün dünyanın 17'nci, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisine sahip olan Türkiye'nin bu başarı hikayesinin yazılmasında enerji sektörü önemli bir rol oynadı. Türkiye geçtiğimiz 10 yıllık dönemde OECD ülkeleri arasında enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke oldu. Bugün 12 yıl öncesine göre 2 kat daha fazla enerji tüketiyoruz. Ancak hala ülkemizde kişi başına elektrik tüketimi 3 bin 237 kilovatsaatle, 6 bin kilovatsaat olan AB ortalamasının altında bulunuyor. Bu da bize ülkemizin elektrik tüketiminde henüz doyuma ulaşmadığını gösteriyor.
2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefleyen bir ülke olarak bugüne kıyasla 2 kat daha fazla enerji tüketeceğiz. Başta sanayicimiz olmak üzere enerjiyi tüm kullanıcılara yeterli, sürekli, kaliteli, düşük maliyetli ve çevre konusundaki duyarlılıkları dikkate alan bir şekilde sunmamız gerekiyor. Bu nedenle, mevcut şebekelerimizi bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı akıllı şebekelere doğru hızlı bir şekilde dönüştürmek zorundayız."
Fikri Işık, Bakanlık tarafından uygulamaya aldıkları Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre, enerji sektöründe 2013 yılında 151 milyar lira olan cironun yüzde 14 artış oranıyla 172 milyar liraya yükseldiğini kaydetti.
Işık, yaklaşık 100 bin kişinin istihdam edildiği enerji sektöründe çalışan ücretlerinin 2013 yılı verilerine göre 2 bin 939 lira ile tüm sektörler içerisinde ilk sırada yer aldığı bilgisini verdi.
Enerjide yüzde 85 oranında dışa bağımlı olan Türkiye'nin 2014 yılındaki enerji ithalatı için yaklaşık 55 milyar dolar ödediğine dikkati çeken Işık; "Enerji ithalatı, ülkemiz ekonomisinin cari açığındaki en büyük kalemini oluşturuyor. Bu nedenle ürettiğimiz elektriği daha verimli kullanmamız gerekiyor" dedi.
"Yerli Üretime Öncelik Vermemiz Gerekiyor"
Türkiye'nin elektrik üretiminde fosil yakıtların en büyük paya sahip olduğunu belirten Işık, buna karşılık yerli, temiz, doğal ve yeşil enerji kaynağı olarak değerlendirilen yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde yeterli düzeyde kullanılmadığını dile getirdi.
Işık, yenilenebilir kaynakların elektrik üretimi içindeki payını 2023 yılında en az yüzde 30 seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini anlatarak; "Bu çalışmaları yaparken de yerli üretime öncelik vermemiz gerekiyor. Bu kapsamda, yerli rüzgar enerjisi santralleri (MİLRES), yerli güneş enerjisi santralleri (MİLGES), yerli hidroelektrik santral teknolojileri (MİLHES) gibi projeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TÜBİTAK ile birlikte yürütüyoruz" diye konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi konusunda gösterdiği hassasiyeti dolayısıyla teşekkür eden Işık; "Önümüzdeki günlerde bazı projelerin hem açılışını hem de lansmanını Sayın Bakanımızla birlikte yapacağız. Artık Türkiye rüzgar enerjisinde teknoloji ithalatı yapmak zorunda kalmıyor. Kendi ürettiği teknolojiyle rüzgar türbinlerini Türkiye hizmete sunmayı başarıyor" ifadelerini kullandı.
Akıllı şebekeler sayesinde güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriği şebekeye aktarmanın kolaylaştığına değinen Işık, mevcut sistemde sadece enerji kullanabilen tüketicinin akıllı şebekeler sayesinde kendi elektriğini üreterek dağıtım şirketine satma imkanına kavuştuğunu söyledi.
"Ürettiğimiz Elektriğin Önemli Bir Kısmı İletim ve Dağıtım Esnasında Kayboluyor"
Bakan Fikri Işık, 2023 hedeflerine ulaşmak için her alanda verimlilik odaklı olmak gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Verimlilik konusu enerji alanında daha bir önem kazanıyor. Bu kapsamda, yeni açıkladığımız KOSGEB destek paketiyle KOBİ'lere enerji verimliliği kapsamında verdiğimiz destek miktarını 30 bin liradan 50 bin liraya çıkardık. Böylece KOBİ'lerin sadece danışmanlık hizmetlerine değil uygulamalarına da destek vereceğiz. Enerji kullanımındaki verimlilikle birlikte, enerjinin iletim ve dağıtımındaki verimlilik konusu da önemli.
Ülkemizde ürettiğimiz elektrik enerjisinin önemli bir kısmı ne yazık ki iletim ve dağıtım esnasında kayboluyor. Akıllı şebekelerde bulunan gelişmiş kontrol sistemleri sayesinde ise sistemde oluşan kayıp kaçak enerji oranını düşürmek mümkün. Bu kontrol sisteminin en temel öğesi olan akıllı sayaçlar, standart sayaçlardan farklı olarak, sahip olduğu haberleşme altyapısıyla çift yönlü veri akışına imkan sağlıyor. Böylece şebekenin anlık takibi yapılarak, oluşan problemler zamanında tespit edilerek çözülebiliyor."
Sayaçların piyasaya arzının, muayenelerinin ve kullanımlarına ilişkin işlemlerin Bakanlık tarafından yürütüldüğünü aktaran Işık, standart sayaçlardan akıllı sayaçlara geçişi desteklediklerini, metrolojik (ölçüm bilimsel) altyapının güçlendirilmesiyle ilgili çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
"Yerli Otomobili, Elektrikli Araç Olarak Belirledik"
Türkiye gibi büyük ve iddialı hedefleri olan bir ülkenin, teknolojik değişimin etkilerine maruz kalan değil, değişimi yöneten ülkeler arasında olması gerektiğini vurgulayan Işık; "Bu nedenle akıllı şebekeleri sadece kullanan değil akıllı sayaçlardan yazılıma kadar gerekli her türlü ekipmanı üretebilen ve geliştirebilen bir ülke olmalıyız" dedi.
Akıllı şebekelerin ölçümüyle birlikte, üretim ve Ar-Ge ayağında da çok güçlü bir şekilde yer almak istediklerini dile getiren Işık, akıllı şebeke sistemlerinin üretimiyle ilgili atılacak her adımın, ülkenin yüksek katma değerli üretim hedefine büyük katkı sağlayacağına işaret etti.
Gerek yerli gerekse yabancı firmaları bu önemli alana yönlendirmek istediklerini ifade eden Işık; "Geçtiğimiz günlerde Başbakanımız İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketini açıkladı. Bu paketle akıllı şebekeler gibi yüksek teknoloji sınıfında yer alan yatırımları öncelikli yatırımlar kapsamına aldık. Bu tarz yatırımlar Türkiye'nin neresinde yapılırsa yapılsın yararlandırılacak. Eğer bu yatırım içinde yapılıyorsa en yüksek teşvik olan verilecek. Ülkemizde yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini artırmak amacıyla 2012 yılında Konya Karapınar'da Enerji İhtisas Endüstri Bölgesini kurduk. Yine bu amaçla, Niğde ve Karaman'da güneş santralleri için Bakanlığımıza Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi kurmak için yapılan başvuruları değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Fikri Işık, Bakanlık olarak üzerinde çalıştıkları en önemli projelerden birinin de tasarımı ve markası Türkiye'ye ait yerli otomobil üretimi olduğuna dikkati çekerek; "Yerli otomobili, geleceğin teknolojileri arasında görülen elektrikli araç olarak belirledik. Elektrikli araç üretiminde geliştirilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi şarj istasyonlarıdır. Akıllı şebekeler, elektrikli araçlar için şarj istasyonlarında ortaya çıkabilecek sorunların üstesinden gelebilecek hızlı ve güvenilir bir şebeke altyapısına duyulan ihtiyaç için önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.
Işık, TÜBİTAK'ın akıllı şebeke sistemlerinin temel bileşen ve teknolojilerinin Türkiye'de geliştirilmesi amacıyla Akıllı Şebeke Sistemleri çağrısına çıktığını anımsatarak, verilen destek rakamlarını yeterli bulmadıklarını, bu proje başvurularının artmasını ve daha fazla projeyi desteklemeyi hedeflediklerini dile getirdi.
Bakan Işık, firmaları, Bakanlığın ve ilgili kuruluşların desteklerinden yararlanarak, bu önemli alana eğilmeye davet etti.
sanayi.gov.tr kaynaklı haberimizi enerji sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.