İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Meclis toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin yazacağı yeni ekonomik hikayede Türk Eximbank gibi ihracat kredi kuruluşlarının sağlayacağı desteğin önemli olduğunu söyledi. Detaylar haberimizde..
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi nisan ayı olağan toplantısı, “İhracat ve Sanayi Odaklı Yeni Bir Ekonomik Hikayede Finansmanın Rolü ve Önemi” ana gündemi ile İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay başkanlığında gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Türk Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan konuk olarak katıldı.
Bahçıvan konuşmasında, 2023’te ihracatçılara 80 milyar dolar destek sağlama hedefi taşıyan Eximbank’ın sanayicilerin rekabet gücüne ve katma değer yaratma kapasitesine sağlayacağı katkının nicelik ve nitelik olarak artmasını umut ettiklerini söyledi. Euro Bölgesi’nde düşük talep, Rusya ve Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik çatışmalar, sermaye hareketlerinin yavaşlaması ve kurdaki belirsizlikler gibi faktörlerin ihracatçıların ve sanayicilerin karlılığını sınırlandırdığına dikkat çeken Bahçıvan; “İçinde bulunduğumuz finansal çalkantı döneminde ihracatçı sektörlerimizin desteklenmesi çok önemli bir ihtiyaç. Ekonomik büyüme için para politikalarının, düşük talep sorununu çözecek ve potansiyel büyümeyi artıracak adımlarla desteklenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Uzun Vadeli İşlemlerde Sigortalanan İşlemler Artmalı
İSO olarak her fırsatta Türkiye ekonomisinin yeni bir hikaye yazmak zorunda olduğunu söylediklerini hatırlatan Bahçıvan; “Yeni ekonomik hikaye ileri teknolojiyi, katma değeri yüksek ürünlere dayalı üretimi esas alıyor. Bu noktada Türk Eximbank gibi ihracat kredi kuruluşlarının sağlayacağı destek çok önemli. Şu anda reel sektör bakımından en kritik ve kırılgan nokta; firmaların bilançolarındaki yabancı kaynaklı borçlanmadan oluşan plasman yapısı. Türk Eximbank’ın ‘İhracat Kredi Sigortası Programları’ çerçevesinde ihracatçılarımızın yurtdışı satışlarından kaynaklanan alacaklarını güvence altına alınması, yeni pazarlara açılabilmemiz ve mevcut pazarlarımızı koruyabilmemiz açısından çok önemli” dedi.
Eximbank’ın ihracatçılara daha yakın olmak için gerçekleştirdiği açılımları memnuniyetle karşıladıklarını da dile getiren Bahçıvan, bankanın özellikle KOBİ’lere yönelik döviz kredilerinde sağladığı faiz indirimlerinin zorlu maliyet koşullarına yönelik duyarlılığının bir göstergesi olduğunu da söyledi. Bahçıvan; “Eximbank’ın uluslararası işbirliklerine girmesi ve yurtdışından doğrudan finansman sağlaması için statü değişiklikleri yapılmalı, daha yaratıcı bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır” diye konuştu.
Dolardaki yükselişten bahseden ve son zamanlarda ekonomik olarak kritik dönemlerden geçtiğimizi ifade eden İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise şunları dile getirdi: “Türk Eximbank’ın verdiği destekle 2 kere 2’yi 8 yapmaya çalışıyoruz. Sanayide yeni bir hikaye yazmanın peşindeyiz. İSO olarak sanayi odaklı bir dönüşümün mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bunun için kaynak politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. İhracatta daha fazla yerli katkının artırılmasını arzu ediyoruz. Nitelikli ihracatı artırmayan bir Türkiye, patinaj yapmaya mahkum kalır.” İhracatçının finansman sıkıntısının aşması için Türk Eximbank’ın önemine değinen Okyay, 2000’li yıllarda yazılan başarılı hikayenin ardından bugünkü zorlu koşullarda yeniden bir başarı hikayesi yazılabileceğini sözlerine ekledi.
Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan yaptığı konuşmada Dünya ve Türkiye ekonomisinin genel gidişatını değerlendirdi. Kaplan, kurun aynı seviyede kalması halinde ihracatı 12 milyar dolar, ithalatı da 12,5 milyar dolar aşağı yönlü etkileyeceğini söyleyerek küresel kriz sonrası dünyada potansiyel büyümenin düştüğüne ve kriz öncesi büyüme trendine dönülemediğine de dikkat çekti. 2014 yılında büyümeye en büyük katkının ihracatçıdan geldiğini hatırlatan Hayrettin Kaplan buna karşın Türkiye’de yatırımların payının diğer gelişen ülkelere kıyasla düşük seyretmeye devam ettiğini kaydetti.
Kaplan konuşmasında “Düşük yatırımlar imalat sanayi üretiminin artmasını sınırlandırıyor. Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payın artışı durdu. Bu payın artması sanayide verimliliğin artmasına bağlı. Verimlilik artışı da yatırımlara bağlı olarak gerçekleşiyor” dedi. Hayrettin Kaplan son dönemdeki kur artışının rekabet gücü kazandırarak ihracatı olumlu etkilediğini ancak bu etkinin kur artışının enflasyona yansımasıyla ihracatçıların maliyetini artırdığını dolayısıyla kısa vadeli olacağını belirtti.
İhracat sektörüne 2014 yılında toplam 31,1 milyar dolar kredi/sigorta desteği sağladıklarını vurgulayan Türk Eximbank Genel Müdürü Kaplan, yeni geliştirdikleri ürünlerden örnekler verdi. Bu örnekler arasında reeskont kredisi, sevk sonrası reeskont kredisi, ihracata yönelik yatırım ve işletme sermayesi kredisi, marka kredisi, kısa vadeli yurt içi kredi sigortası ve alıcı kredisi programları bulunuyor.
Sanayicilerin Türk Eximbank’a önerileri maddeler halinde şöyle:
- Orta vadeli sermaye malı ihracatı odaklı alıcı kredileri programları genişletilmeli,
- Yüksek teknolojili ürün ihracat kredi programları uygulanmalı, yurt dışında yatırım yapan, katma değeri yüksek ürün ihraç eden, Ar-Ge ve Ür-Ge harcamaları olan firmalar azami ölçüde desteklenmeli,
- Sermaye malı ihracatında navlun-lojistik-depolama finansmanı için özel programlar çerçevesinde 1 yıl vadeli satıcı kredileri kullandırılmalı,
- Kısa vadeli sevk öncesi ve sevk sonrası kredi vadeleri korunmalı, faiz oranları asgari seviyelerde (DTÖ kuralları ile uyumlu) uygulanmalı, teminat mektubu tutarının yüzde 95’ine kadar kredi kullandırılmalı,
- Kendi markası ile ve kendi perakende birimleri ile yurt dışında satış yapacak olan ihracatçılara 2 yıl vadeli paket programlar içinde ihracat kredisi kullandırılmalı, Turquality programında tarif edilen iş aşamaları ile uyumlu kredilendirme sağlanmalı,
- Yakın ve komşu pazarlar ile yeni pazarlarda ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanacak/imzalanan pazarlarda seçilmiş bankalar ile yapılacak işbirlikleri kapsamında Alıcı Kredileri sigortalanmalı,
- Satıcı kredilerinin sigortalanmasında KOBİ sigorta primleri indirilmeli,
- Yakın ve komşu pazarlar ile yeni pazarlarda ülke programları kapsamında ihracat alacakları ticari ve politik risklere karşı sigortalanmalı,
- Yurtdışı taahhüt işleri yapanlar ile ihracatçıların sorunlu hale gelen ihracat alacaklarının tahsilatı için uluslararası kurum ile de işbirliğine gidilerek bir tahsilat sistemi kurulmalı.
Haberimizi ihracat ve sanayi sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.