MIT Technology Review’ın her yıl düzenli olarak yayımladığı 35 Innovators Under 35 listesinin bu yılki sonuçları açıklandı. Çalıştığı alanın geleceğini etkileyebilecek çalışmalar/yaklaşımlar/girişimlere imza atan 35 yaş altındaki yenilikçileri listeleyen MIT’nin listesinde Türkiye’den üç isim var.
MIT Technology Review’ın her yıl düzenli olarak yayımladığı 35 Innovators Under 35 listesinin bu yılki sonuçları açıklandı. Çalıştığı alanın geleceğini etkileyebilecek çalışmalar/yaklaşımlar/girişimlere imza atan 35 yaş altındaki yenilikçileri listeleyen MIT’nin listesinde bu yıl Türkiye’den üç isim var.
Alanlarındaki problemlere önerdikleri farklı çözümlerle dikkat çeken 35 yaş altı 35 yenilikçi karakteristiklerine göre 5 farklı kategoriye ayrılıyor. MIT, geliştirdikleri yeni teknolojilerle listeye alınan yetenekleri Inventors yani Mucitler; var olan teknolojilerin nasıl daha iyi kullanılabileceğini gösterenleri Visionaries yani Vizyonerler; teknolojik fırsatları kamusal politikalar için kullananları Humanitarians yani İnsancılar; geleceğin inovasyonu için zemin hazırlayacak çalışmalara imza atanları Pioneers yani Önderler ve son olarak da yeni teknoloji işleri kuranları Entrepreneurs yani Girişimciler kategorilerinde listeliyor.
Türkiye’den listeye giren ilk isim, medikal teknolojiler alanında dünya çapında ses getiren bir icada imza atan Canan Dağdeviren. Dağdeviren’in buluşu, yaklaşık 5-8 yıllık aralıklarla değiştirilmesi gereken kalp pillerinin yerine insan vücuduna kalıcı olarak yerleştirilerek kullanılan ve diğer organların hareketlerinden enerji toplayan bir cihaz. Bugüne kadar hayvanlarda denenen ve kendi enerjisini kendisi üreten bu cihazın, kalp piliyle yaşayan insanların hayat kalitesini önemli ölçüde artırması bekleniyor. Dağdeviren bu buluşuyla kısa bir süre önce Forbes’un 30 Under 30 listesinde de yer almıştı. Bu yıl Harvard Üniversitesi’ne Junior Fellow olarak kabul edilen Dağdeviren, doktora derecesini The University of Illinois, Urbana-Champaign’den aldı. Dağdeviren, MIT’de Post-Doctoral Associate olarak çalışmıştı. Sabancı Üniversitesi "Malzeme Bilimi ve Mühendisliği" 2009 Yüksek lisans Mezunu olan Canan Dağdeviren, nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine çalışmalarıyla "MIT Tech Review"ın listesinde Inventors yani Mucitler kategorisinde mucit olarak yer aldı.
Türkiye’den listeye girmeyi başaran ikinci isim ise Gözde Durmuş. Gözde Durmuş, Pioneers yani öncüler kategorisindenyer alan isimlerden biri. Stanford University Genome Technology Center’da Postdoctoral Research Fellow olarak görev yapan Durmuş, hücrelerin fiziksel karakterlerini tespit eden bir cihaz geliştirmesiyle adından söz ettiriyor. Kanser hücrelerinden akyuvarlara ve bakterilere kadar farklı hücrelerin manyetik bir alanda ne kadar yükseldiğini ölçen cihaz, hücrelerin yoğunluklarındaki değişimin bir saat gibi kısa bir sürede gözlemlenmesini sağlıyor. Maliyeti bir doların altında olan bu cihaz, kanser teşhisi ve hücrelerin ilaçlara verdiği tepki gibi, bugün uzun zaman alan çalışmaların hem süresini hem de bütçesini azaltma potansiyeline sahip.
Gözde Durmuş 2007 yılında ODTU Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü bitirdikten sonra Fulbright bursunu kazanarak yüksek öğrenimi için Amerika’ya gitti. 2013 yılında Brown Üniversitesi’nde biyomedikal mühendisliği doktorasını bitirdikten sonra Stanford’da doktora sonrası çalışmalarına başladı. Dr. Gözde Durmuş bu listeye seçilmesini sağlayan ve Dr. Utkan Demirci ile birlikte gerçekleştirdikleri çalışmasını şöyle özetliyor:
“Hücreler herhangi bir biyolojik değişime girdiğinde; kanserli hücreler çoğalırken, ölürken ya da ilaçlara yanıt verirken, fiziksel değişikliklere de uğrarlar. Örneğin, kanser hücreleri yumuşar ya da yoğunlukları değişerek hafif ya da daha ağır hale gelirler. Bu değişikleri çok hızlı, basit ve düşük maliyetli şekilde tespit etmek için, mıknatıslar arasında tek bir canlı hücreyi yerçekimsiz ortamda “uçurabilen” ve yoğunluğunu çok hassas şekilde ölçebilen bir teknoloji geliştirdik. Bu aletle her hücrenin kendine has bir manyetik özelliği olduğunu gösterdik. Kırmızı kan hücresi, beyaz kan hücresi, kanser hücresi ve bakteri hücresi; hepsinin kendine özgü bir manyetik hassasiyeti var. Çok ucuz ve kullanımı çok basit bu teknoloji, biyoloji ve tıp dünyasında farklı birçok alanda kullanım potansiyeline sahip.”
Bu teknolojinin en heyecan verici kullanım alanı, antibiyotik duyarlılık test süresini bir saate düşürmesi. Enfeksiyonların tedavisi için en doğru antibiyotiği en kısa zamanda bulabilmek için, Dr. Durmuş yeni bir teknik geliştirdi. Beyaz, kırmızı kan hücreleri, kanser hücreleri gibi, bakteri hücrelerinin de yerçekimsiz ortama koyulduğunda farklı bir yüksekliğe “uçtuğunu” gösterdi. Aynı bakteri hücreleri belli bir antibiyotiğe tabi tutulduğunda ise hücrelerin çok hızlı yoğunluk değişiminden dolayı aynı yüksekliğe çıkamadığını gözlemledi. Bu değişimler, 1 saatten kısa bir sürede tespit edilebiliyor. Bu sayede, enfeksiyonun tedavisi için en doğru antibiyotik hızlıca bulunabiliyor. Bu ölçümler ayrıca basit bir kan testiyle kanser hücrelerinin tespitinde ve diğer sağlıklı hücrelerin ayrıştırılmasında kullanılıyor. Milyarlarca kan hücresi arasından çok nadir görülen kanserli hücreleri çok hızlı bir şekilde (20 dakikadan az bir sürede) tespit edebiliyor.
Gözde Durmuş, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan en son çalışmasında, kandan ayrıştırılan hücrelerin farklı ilaçlara karşı nasıl davrandıklarını da bu “sıvı biyopsi” teknolojisi sayesinde hızlıca tespitinin mümkün olduğunu göstermişti.
“Sıvı biyopsi” sıklıkla yapılabilen, gerektikçe tekrarlanabilen daha hızlı ve ağrısız bir yöntem. Durmuş, böylelikle, hastalığın seyrinin sürekli takibini daha kolay olacağını ve doğru ilaçla tedavi sansını arttıracağını düşünüyor. Geliştirdiği bu teknolojinin, özellikle kanser tedavisinde hızla önem kazanan “kişiye özel tedavi (precision medicine)” uygulamalarını daha da ileriye taşıyacağını belirten Durmuş, “Buluşumuzun diğer büyük bir avantajı da ucuz, kullanımı kolay ve taşınabilir olması. Böylelikle ister hastanedeki klinik laboratuvarlarda ister hastanın evinde de kolayca kullanılabilen testler geliştirebiliyoruz“ diyor. Bu uygulamalar şu anda Stanford Tıp Fakültesi hastaneleriyle ortaklaşa klinik çalışmalarla deneniyor. Kanser hastalarından alınan örneklerden kanda dolaşan kanserli hücre sayısı tespit ediliyor.
Gözde Durmuş ödülünü Kasım ayında Boston’da düzenlenecek özel bir ödül töreniyle alacak.
Türkiye’den listeye girmeyi başaran üçüncü isim ise Duygu Kayaman oldu. Duygu Kayaman görme engelliler için geliştirdiği Hayal Ortağım projesi ile Humanitarians yani İnsancılar kategorisinden listeye girmeyi başardı. 2,5 yaşından beri görme engelli olan Kayaman, Türkiye’de kendisiyle aynı zorlukları yaşayanlar için geliştirdiği Hayal Ortağım uygulamasıyla 150 bin kişiye ulaşmıştı. 2014 yılında GSMA tarafından verilen en iyi mobil uygulama ödülünü alan Hayal Ortağım, görme engellilerin günlük gazetelere, kitaplara, dergilere, eğitimlere veya konum bazlı servislere ücretsiz olarak ulaşabilmesini sağlıyor. 26 yaşındaki Kayaman bugün Microsoft’ta satış uzmanı olarak çalışıyor.
35 Innovators Under 35 listesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.technologyreview.com/lists web adresini ziyaret edebilirsiniz.
Derleme haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.