Rüzgar ve güneş enerjisi alanında dünyanın önde gelen isimlerinden biri olan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’nin göz göre göre bir fırsatı kaçırmak üzere olduğunu söyledi. Detaylar haberimizde..
Rüzgar ve güneş enerjisi alanında dünyanın önde gelen isimlerinden biri olan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’nin göz göre göre bir fırsatı kaçırmak üzere olduğunu söyledi.
Dünya Rüzgâr Enerji Birliği ve Dünya Biyoenerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Paris’te düzenlenen İklim Zirvesi sonrasında sadece önde gelen çevre örgütlerinin değil, devletlerin de “Yenilenebilir Enerjiyi” çözüm olarak işaret ettiği bir dönemde, Türkiye’nin göz göre göre bir fırsatı kaçırmak üzere olduğunu ifade etti.
Rüzgar ve Güneş Enerjisi alanında dünyanın önde gelen otoritelerden biri olan Prof. Dr. Uyar, "Türkiye sınırsız kaynaklara sahipken yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı konusunda birçok ülkenin gerisinde kalıyor. Yüzde 100 yenilenebilir kaynakları kullanan ve kendi enerjisini üreten, ekolojik ve demokratik topluma geçiş ancak bilinçli bir toplum ve enerjide çözümden yana yerel, ulusal karar vericilerce gerçekleşebilecek" dedi.
Dünya Rüzgâr Enerji Birliği ve Dünya Biyoenerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, konuşmasında şunları söyledi:
"30 Kasım’da Paris’te gerçekleşen COP21 İklim Değişikliği Konferansı’nda da yine yenilebilir enerji gündeme geldi ve bu sene yüzde yüz yenilenebilir enerjinin global iklim değişikliği ve enerji kaynaklarının tüketimine çözüm olduğu konuşulmaya başlandı.Türkiye ise yenilenebilir enerji kaynakları konusunda henüz çok yeni bir oyuncu, ülkemizde yenilenebilir enerjiden elde edilen üretim 4.000 megavat.
Elektrik üretiminin sadece yüzde 4’ü rüzgar enerjisinden elde ediliyor. Amerika ve Çin ise Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının iki mislini yenilenebilir enerjiyle üretiyor, Hindistan da bu yönde planlamalar yapıyor. Türkiye yatırım tercihlerini endüstrileşmiş ülkelerde artık terk edilmeye başlanan enerji teknolojilerine yaparken diğer ülkeler kaynak maliyeti olmayan ve bu nedenle daha da ucuz olan biyoenerji, rüzgar ve güneş enerjisi kullanımı için çoktan harekete geçmiş durumda. Biyoenerji üretimi ise orman, tarım ve belediye atıklarının değerlendirilmesi ve işe koşulması anlamına geliyor.Oysa Türkiye’de rüzgar, güneş ve biyoenerjiden faydalanmadığımız her gün bu maliyetsiz kaynaklar yabana gidiyor.
Ülkemizin rüzgârını, güneşini ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını daha aktif bir şekilde nasıl kullanacağız bunu düşünmemiz gerekiyor.Türkiye yenilenebilir enerji kullanımında nasıl daha etkin olur sorusunun yanıtları ise oldukça basit öncelikle mevcut kullanılan kaynaklarla, yenilenebilir enerji kaynaklarının karşılaştırmalı bir stratejik araştırması hazırlanmalı, enerjinin etkin kullanımına öncelik verilmeli ve Türkiye’nin ekonomi, enerji ve ekoloji karar destek sistemi kurularak geleceğin enerji modellemesi ve uzun vadeli stratejik planlaması yapılmalı. Türkiye’nin her yeri güneşli ve her yerde o kentin elektriğini üretecek kadar kaynak var. Akıllı şebeke altyapıları oluşturarak istenilen yerde, dağıtılmış üretim ve güneşin ulaştığı, rüzgarın ulaştığı her yerde, yerinde tüketim mümkün. Akıllı şebeke sistemiyle üretilen elektrikten, her konut, her kent güneş enerjisinden faydalanabiliyor.Rüzgar ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi kaynağı ücretsiz en ucuz üretim yöntemi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kullanımı konusunda acil adımlar alması, doğru bir stratejiyle hareket etmesi gerekiyor.
Enerjide dış kaynaklara bağlı olmayan bir Türkiye için yerel ve ulusal yönetimlerin ve toplumun yüksek yatırım maliyetlerine sahip konvansiyonel enerji üretimini, yani eski teknolojiyi terk edip, çevre ve ekonomi dostu yenilenebilir enerjiye geçmesi gerekiyor."