Her İnovasyon Dijitalleşme İle Gelmek Zorunda Değil!

Günümüzde rekabetin küreselleşmesi işletmelere “kârlı büyümeyi ve rekabet üstünlüğünü” sağlayabilmek için “yenilikçi ve yaratıcı” örgüt yapısına sahip olma zorunluluğu getirmiştir. Ancak büyümesinin dinamosu olan dijitalleşme, paradoksal bir durum olarak kişilerin yaratıcılığını azaltır. Peki nasıl?

Günümüzde rekabetin küreselleşmesi işletmeleri “kârlı büyümeyi ve rekabet üstünlüğünü” sağlayabilmek için “yenilikçi ve yaratıcı” örgüt yapısına sahip olma zorunluluğu ile karşı karşıya getirmiştir. Yaratıcılık büyüme ve gelişmenin itici gücü olmuştur.

Ancak büyümesinin dinamosu olan dijitalleşme, aynı zamanda paradoksal bir durum olarak kişilerin yaratıcılığını azaltıcı ve engelleyici de bir özelliğe sahiptir.

Gün artık iletişim çılgınlarının günüdür. İletişim çılgınları kendilerini yüz yüze ifade etmek yerine, cep telefonu, sosyal paylaşım siteleri, elektronik posta veya anında mesajlaşma yolu ile iletişim kurarak kendilerini ifade eden kitledir ve sayıları da her gün artmaktadır.

Uzun mesafeli ve yoğun iletişim, bilgi paylaşım hızını ve verimliliğini artırmaktadır. Sosyal medyanın yoğun kullanımı dijital bilgi tüketimini hızlandırmakta ve kişilerin yaratıcı düşünme fonksiyonlarını da azaltmaktadır. İşin uzmanları sürekli bilgisayar başında olanların yaratıcılıklarının ve hatta düşünme fonksiyonlarının büyük oranda azaldığını tespit etmişlerdir.

Dünyada ve ülkemizde mühendislik bölümlerine olan ilginin artması olumlu gibi görülürken, dengeleyici ve bu bölümlerin eksik kalan yanlarını tamamlayıcı olması için yaratıcılığı geliştiren bölümlerin zenginleştirilmesi oldukça önemli bir konudur.

Şu bilinmelidir ki ilerlemiş ülkelerin ulusal gelirinin % 5’ine denk gelen yaratıcı endüstrilerin bu ülkelerin gelişmesinin önemli bir parçası olduğu saptanmıştır.  

Ülke olarak hem yaratıcı değiliz ve hem de ‘yaratıcı endüstri’ ürünlerinin ciddi tüketicisi durumundayız. Bilindiği gibi ihracatımızın içinde katma değerli ürünlerin oranı % 2,5 civarındadır. İhracatımız içinde katma değerli ürünlerin oranını yükseltmediğimiz sürece yarışta bizde varız deme şansımız maalesef yok.

Dolayısıyla yaratıcı ekonomiyi dikkate almak ve bu alana yatırım yaparak geliştirmek zorundayız.

Yaratıcı Endüstri Alanları 

•    Mimari 
•    Reklam
•    Sanat ve Antika Pazarı 
•    El Sanatları 
•    Tasarım
•    Moda Tasarım 
•    Müzik 
•    Performans Sanatları ve Yayıncılıktır.

Firmaların geleceğe hazırlanmasının bir yolu da yaratıcılık fabrikasının sobasına odun atmak olmalıdır. 

Bunun için kendi içlerinde ki potansiyelleri keşfetme, içlerindeki cevherleri ortaya çıkarmanın metotları üzerinde çalışmalar yapmalıdırlar.

Sonuç olarak; Milli eğitim sistemi ve özel teşebbüslerin yaratıcı endüstrileri geliştirme konusuna acilen eğilmeleri ve firmalarımızın da özellikle genç beyinlerin yaratıcılığının geliştirilmesi konusuna kafa yormaları elzem bir durumdur.

Yaratıcı düşünme şekli nasıl olmalı ve kişisel yaratıcılık için neler yapabilirsiniz?

  • Zor işlere yönelik portatif fikirler geliştirin. 
  • Yaratıcılık için bekleme kapsülleri kullanın.
  • ‘Devre mülk’ ve ‘kendi işini kendin yap’ tarzı iş modellerini kendi konularınıza uyarlamaya çalışın.
  • Başkası değil kendiniz olun. Janjanlı örnekleri değil kendi içinizdeki çocuğu keşfetmeye çalışın.
  • Kendiniz için bir döngü yaratın. Kararsız kalarak kendinizi bloke etmeyin ve kişisel/profesyonel gelişiminizin önüne geçmeyin. Elinizde beklettiğiniz işleri hızlıca sıraya koyun, bu işleri yapın, bitirin ve yeni kararlar verip uygulamaya devam edin.
  • Her gün ele alacağınız bir konuda beş farklı yaklaşım geliştirin.
  • Yaratıcı olun, her gün! Günlük problemlerinizi çözmekten, komik kitap ve film adları bulmaya, aklınıza gelen fikirleri verimli şekilde değerlendirmeyi bilin.
  • Farklı deneyimler edinmeye çalışın. Hep aynı tarzda ve aynı şekilde yaşamayın.
  • Seramiklerde, desenlerde ya da Bulutlarda, dokularda şekiller arayın.
  • Not alırken çizim yapın, boyayın, renk kullanın.
  • Absürt, komik, uçuk fikirler söylemekten korkmayın. Hatta bazen özellikle absürt yaklaşımlarla ortamı provoke edin
  • Fantezi, bilimkurgu ve/veya animasyon filmler izleyin.
  • Gündelik işlerinizi yapış tarzınızı değiştirin ve rutini, iş körlüğünüzü kırın.
  • Genellikle tercih etmediğiniz renkleri tercih etmeyen çalışın.
  • Kullandığınız araç-gereçlerin nasıl icat edildiğini düşünün. Bu süreçleri kendi işlerinize uyarlamaya çalışın.
  • Aklınıza bir fikir geldiğinde mutlaka not edin. Not alma alışkanlığınız olsun.
  • İmkânsız olduğunu varsaydığınız şeyleri bir düşünün ve onları mümkün kılmanın bir yolunu bulun.
  • Hiç denemediğiniz yemekleri yemeğe çalışın.
  • Sorulara iki ve /veya üç farklı cevap bulmaya çalışın.
  • İlgili ve ilgisiz konular arasında ilişkiler kurmaya çalışın. İnsanlar, eşyalar, fikirler ve bilgiler arasında bağlantılar kurun. Kendi işiniz ile hiç ilgisi olmayan başka bir iş arasında bağlantılar kurmaya çalışın.
  • Çocuklarla sohbet edin. Onlara akıl danışın, soru sorun ve nasıl düşündüklerini, yaratıcılık süreçlerini, neler sorduklarını izleyin.
Yazar Salih Keskin Hakkında

Salih Keskin, kreatif düşünce modellerinin üretimi ve inovasyon üzerine iş dünyasında, üniversitelerde ve sivil toplum örgütlerinde eğitimler vermekte, danışmanlık ve araştırmalar yapmaktadır. Halen İstanbul Kültür Üniversitesinde Öğretim Üyeliğine devam etmekte olan yazar aynı zamanda inovasyon konusunda kitaplar ve makaleler yazıyor. Yazar kaleme aldığı inovasyon odaklı yazılarıyla artık Girişim Haber okurlarının da ekranında.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor