Ülkemizdeki Girişimcilik Ekosistemi ve Endüstri 4.0

2011 yılında Endüstri 4.0 ismiyle hayatımıza giren ve ilk endüstriyel devrim olan Endüstri 4.0'ın ülkemiz girişimcilik ekosistemindeki yeri nedir? Detaylar haberimizde..

Endüstride dijitalleşmenin akabinde yeni ihtiyaçların doğması, Almanya’nın öncülüğünde gerçekleşen ve 4. Sanayi Devrimi olarak kabul edilen Endüstri 4.0’ı hayatımıza kazandırmıştır. 2011 yılında ismini koyarak yakaladığımız ilk endüstriyel devrim olan Endüstri 4.0, üretim bandında verimliliği artırma temelinde ele alınsa da insanın olduğu her alanı etkileyen bir dönüşüm olarak görülmelidir.

Endüstri 4.0’la beraber özellikle üretimde yaşanan dönüşüm, birçok alanda inovasyonu zorunlu kılmaktadır. Bu süreçte yaşanan problemler ve kurumsal firmaların yetersiz kaldığı konularda inovatif çözümler sunan girişimler, büyük yatırımlar alabilmişlerdir. Silikon Vadisi’nde yeşeren girişimci ruh, dünyanın farklı ülkelerine yayılmıştır ve girişimcilik ekosisteminin büyümesine de etki etmiştir. Birbirini çift yönlü olarak besleyen Endüstri 4.0 ve girişimcilik ekosistemi, bu bakımdan büyük bir potansiyel barındırmaktadır.

Startup’ların Endüstri 4.0 için Önemi

2011 yılından bu yana, özellikle Almanya, Amerika ve Çin gibi dünyanın üretim ve teknoloji devleri Endüstri 4.0’a uyum kapsamında, yatırımlarının büyük bir kısmını yeni teknolojiler için ayırmaya başlamışlardır. PWC Araştırma Şirketi’nin(1) Almanya’da 235 firma ile yaptığı araştırma sonucunda, işletmeler gelecek 5 yıl içerisinde yıllık cirolarının %3.3’ünü Endüstri 4.0 odaklı projelere ayıracağının bilgisini paylaşmışlardır.

Uyum sürecindeki işletmelerin dönüşen piyasada ayakta kalabilmeleri için, bünyelerindeki Ar-Ge merkezlerinin işlerliğini artırmanın yanı sıra startup dünyasını da takip edip fırsatları yakalamaları gerekmektedir. Bu doğrultuda, Endüstri 4.0’la birlikte hayatımıza giren teknolojilerin inovatif ürünlere ve hizmetlere dönüştürülmesi, girişimcilik dünyasına büyük bir rol kazandırmaktadır.

Eksikliklerin Tespit Edilmesi

Sanayi Devrimi’ne adapte olma sürecinde startup’ların başlıca görevlerinden biri, sektördeki optimizasyon konusunda eksikliklerinin doğru tespit edilmesidir. Problemlerin doğru tespit edilememesi başarısızlığı da beraberinde getirecektir.

Startup’lar işletmenin Ar-Ge bölümünün gözden kaçırdığı eksiklikleri fark edip, doğru çözümle işletmeye hizmet sağladığı takdirde uzun vadede başarılı olacaklardır.

Artı Değer Sağlama

Startup’ların sunduğu hizmet ya da ürünler, üretim kalitesinin artırılması veya maliyetlerin azaltılması ile kurumlara artı değer sağlamalıdır. Aksi takdirde sağlanan hizmet ya da ürünün, Endüstri 4.0’a modelleme konusunda bir katkısı olmayacaktır.

Yeni Devrim ile Gelen Avantajlar

Endüstri 4.0 standartlarına uyum sağlamanın kaçınılmaz olduğunun anlaşılmasıyla birlikte, birçok ülkede buna yönelik startup’ların kurulması, girişimcilik ekosistemine önemli derecede katkıda bulunmuştur. Örneğin; siber güvenlik, bulut sistemi, tedarik zinciri gibi konularda Ecosteer, Genlots, Holsys, Techmass, Thinkside gibi startup firmaları kısa süre içerisinde gelişerek uluslararası kapsamda hizmet veren yapılara dönüşmüşlerdir.

Yatırım

Endüstri 4.0’ın en büyük avantajı şüphesiz, yatırım süreci üzerinde olmuştur. Girişimcilik ekosisteminde büyük önem taşıyan yatırım süreci, yeni sanayi devrimiyle birlikte işletmelerin de bu konuya önem vermesini ve bütçelerinin bir bölümünü bu alanda değerlendirmesini sağlamıştır.

Kaliteli İş Gücü

Yapılan yatırımların artmasıyla beraber kurumsal firmalarda çalışmakta olan birçok vasıflı eleman startup firmalarına yönelmiştir. Tecrübeli ve inovasyon odaklı kişilerin sürece dâhil olmasıyla birlikte ekosistemdeki işgücü kalitesi de yükselmeye başlamıştır.

Zaman Tasarrufu

Startup’lar, hızlı şekilde değişen dinamiklere adapte olabilmek için kendi bünyelerinde de inovasyona yönelmeye başlamışlardır. Endüstri 4.0’ın sunduğu, yapay zekâ ile rutin işlerin otomasyonu gibi olanakları değerlendirerek sahip oldukları zamanı daha verimli kullanmaya başlamışlardır.

Yeni Görev Tanımları

İşletmelerin bu süreçte ihtiyaçlarının devamlı değişiyor olması, startup’ların görev tanımlarında da değişiklikler yaratmaktadır. Dönüşen iş modellerinin beraberinde getirdiği sürekli gelişime ve öğrenmeye açık iş gücü beklentisi, startup çalışanlarını farklı alanlarda tecrübe sahibi olmaya teşvik etmektedir. Bu durum startup ekosistemini, iş gücünün kalifiye dönüşümünü sağlayan bir eğitim alanı haline getirmektedir.

Endüstri 4.0 etkisi şimdilik dünya devi ülkelerde daha yaygındır. Ancak global piyasada üretim alanında önemli bir yere sahip olan Türkiye için de değeri giderek artmaktadır. Henüz Endüstri 4.0’a tam anlamıyla adapte olmamış Türkiye’nin standartların altında oluşu, önümüzdeki yıllarda bu oranı 4’e taşımak ve ”akıllı üretim tesisleri” oluşturmak amacıyla yerli girişimcilerle ortak çalışmalara devam edeceğine işaret etmektedir.

www.keiretsuforum.com.tr kaynaklı makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor