Bir Sonraki Finansal Kaos Çok Daha Yıkıcı Olacak!

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi ve Kurumsal Yönetim ve Finansal Düzenleme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Akgiray’ın kaleme aldığı "Good Finance" başlıklı kitap, Bristol University Press tarafından yayınlandı. Detaylar haberimizde..

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi ve Kurumsal Yönetim ve Finansal Düzenleme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Akgiray’ın kaleme aldığı "Good Finance" başlıklı kitap, Bristol University Press tarafından yayınlandı.

Prof. Dr. Vedat Akgiray, kitabında finansal krizlerin nedenlerini ve bunların sosyoekonomik etkilerini ele alırken, "İyi Finans"ın ne olduğunu ve dünyanın neden iyi bir finans sistemine ihtiyaç duyduğunu anlatıyor.

"Bir Sonraki Finansal Kaos Çok Daha Yıkıcı Olacak Gibi örünüyor"

Çevre tahribatı, gittikçe artan servet ve gelir eşitsizliği, kurumlara olan güven kaybı ile hem bunları besleyen hem de kendisi sosyal bir problem olan aşırı “finansallaşma”nın bugün insanlığın önündeki en ciddi mesele olduğunu belirten Vedat Akgiray, "Tarihin en büyük finansal çöküşü olan 2008 krizinden bile gerekli dersleri çıkartamadık. Ekonomik politika yapıcılar, merkez bankaları, finansal otoriteler ve akademisyenler dahil ilgili her taraf sınıfta kaldı. Artık geçerli olmayan modeller ve anlayışlarda cahilce ısrar edilmektedir. Değişime olan bu anlamsız direnç ve sürekli tekrarlanan hatalarda ısrar bizi bu günlere getirmiştir. Bir sonraki finansal kaos çok daha yıkıcı olacak gibi görünüyor." açıklamasını yaptı.

"Finans, Başkasının Parasından Para Kazanmak Sanatı Değildir"

Finansın temel fonksiyonunun parası olanlarla paraya ihtiyacı olanları buluşturmak olduğunu ve bunu desteklemeyen tüm faaliyetlerin sorgulanması gerektiğini vurgulayan Akgiray, "Finans, başkasının parasından para kazanmak sanatı değildir ama bugünkü anlayış maalesef böyledir ve böyle olması tamamen normal sayılmaktadır. Bu sanatı en başarılı icra edenler ise en yetenekli beyinler oluyor! Derslerde ve kitaplarda işlenen konular büyük oranda bu anlayışa dayanmaktadır. Demek ki öncelikle ekonomi ve finans eğitimimizi düzeltmeliyiz. Gençlere finansal “kitlesel imha” silahlarını nasıl tasarlayacaklarını öğretmek yerine – benzer bir deyimle – finansal “kitlesel fayda” silahlarını anlatmalıyız. Finansın hayatımızdaki yerini tartışmaya ihtiyacımız var. Artık hiçbir kesimin veya hiçbir ülkenin kendi başına “iyi” olma lüksü kalmadı. Global işbirliği önemli. 2008 krizinin açıkça su yüzeyine çıkardığı bir gerçek insanların artık şirketlere, şirketlerin piyasalara, piyasaların devletlere ve devletlerin birbirine güveninin çok azaldığıdır. Bu güvensizlik zincirinin sebep olduğu sosyal ve siyasi sonuçları tüm dünyada görüyoruz. Kaybolan güvenin bir sonraki finans krizindeki faturası çok ağır olacaktır. Yapılması gereken hem ulusal hem de global platformlarda, her türlü önyargıdan ve kemikleşmiş görmezliklerden sıyrılıp konunun esasını tartışmaya başlamaktır. Güven ancak böylece sağlanır ve gerekli adımlar atılırsa itibar da geri gelir. Esasında, finans paradan önce bir güven ve itibar mesleğidir."

"Dünyanın Yeni Bir Finans Paradigmasına İhtiyacı Var"

Kitapta dünyanın yeni bir finans paradigmasına ihtiyacı olduğunu; siyaset yapıcılar, finans pazarı ve bireyler arasında yeni bir sosyal sözleşmenin yapılması gerektiğini vurgulayan Akgiray şu örneği verdi: "Internet sayesinde tüm dünyayı görebiliyoruz ve her şeyin daha iyisine / güzeline / yenisine sahip olmak istiyoruz. Buna tüketim sarhoşluğu diyebiliriz. İstediklerimizi almaya gelirimiz yetmezse tek çare borçlanmak oluyor – kredi kartı, banka kredisi vb. çoğu zaman borcu nasıl geri ödeyeceğimizi düşünmeden. Finans sektörü ise borç verecek müşteri istediği ve “finans mühendisliği” sayesinde her türlü krediyi herkes için üretebilecek araçlara sahip olduğu için borç bulmak kolay. Bugün dünyanın toplam geliri $85 trilyon ve dünyadaki toplam borç miktarı ise $300 trilyon civarında. Bu borç ödenemez, ödenmeyecek ve ödemeyenlerin hayatları perişan olacak. Kitapta bahsettiğim sosyal sözleşmenin birinci maddesi geri ödeyemeyeceklere borç verilmemesi anlayışı olmalıdır. İhtiyacı olanlara – gerekirse karşılıksız – yardım etmek başka, 10 lira geliri olana 100 liralık yeni televizyon kredisi vermek başkadır. Birincisi iyi, ikincisi kötüdür. Gelir ve verimlilik artışını aşan borçlanma hızı borçlanan için ahmaklık borç veren için ise ahlaksızlıktır. Kaçınılmaz son ise iflas ve finansal krizdir. Karar vericiler bu hesabı doğru yapmalıdır. Kitap, aslında bahsedilen yeni sosyal sözleşmenin giriş kısmını oluşturmaktadır."

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor