Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’nin ikinci gününde “Enerji Geçişi Jeopolitiği“ ve “Enerji arz talebinin jeopolitiği” konulu panellerde fosil yakıtların kullanımından yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinde yaşanacak gelişmeler değerlendirildi. Detaylar haberimizde..
Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’nin ikinci gününde “Enerji Geçişi Jeopolitiği” ve “Enerji arz talebinin jeopolitiği” konulu panellerde fosil yakıtların kullanımından yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinde yaşanacak gelişmeler değerlendirildi.
Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde 27-29 Kasım tarihleri arasından düzenlenen 10’uncu Boğaziçi Zirvesi’nin önemli başlıklarından biri de enerji oldu. Zirvenin ikinci gününün ilk oturumundaki 'Enerji Geçişi Jeopoltiği'nde, katılımcılar enerji çeşitlerinin kullanımında yaşanacak değişimlerin jeoplotikte yaratacağı değişimleri değerlendirdi. İlk panelde Chatham House üyesi Prof. Dr Paul Stevens, Verocy'nin kurucusu Dr. Cyrill Widdershoven ve IMF Kıdemli Uzmanı Akito Matsumoto konuşmacı olarak yer aldı.
"Ne Kadar Hızlı O Kadar Yıkıcı"
Chatham House üyesi Prof. Dr. Paul Stevens enerji kaynaklarının kullanım sıralamasının değişmeye başladığını ve bu değişimin enerji jeopolitiğini de değiştireceğini söyledi. Enerji kaynaklarının belli bölgelerde yoğunlaşması ile bir jeopolitik oluştuğunu söyleyen Stevens 20. yüzyılda bu eşitsiz dağılım nedeniyle rekabet ve dağılım çatışmaları yaşandığına dikkat çekti.
Enerji geçişi konusunda kaynakların tükenmesinin etken olduğunu söyleyen Stevens şöyle konuştu: "Bu geçiş ne kadar hızlı olursa o kadar yıkıcı olacak. Enerji geçişinin tamamlanmasıyla yeni bir dünya olacak. Geçişin hızlı olması petrol ve doğalgaz kaynaklarının yoğunlaştığı Ortadoğu’da bütünüyle istikrarsızlığa neden olabilir. Ayrıca eski jeopolitik koşullar tamamen ortadan kalkacak. Artık enerji birbirimizi öldürme sebebi olmayacak."
"Doğalgaz ve Petrole 18 Milyar Dolar"
Verocy'nin kurucusu Dr. Cyrill Widdershoven da konuşmasında petrol talebinin stabil hale geleceğini vurguladı. 2018’de 140 milyon varillik talep olduğun anımsatan Widdershoven “Petrol ve gaz için talep son yüzyılda hiç bir zaman aşağıya düşmedi ve hala yükselme trendinde. Gelişmekte olan pazarlarda, Çin, Hindistan, Afrika ülkeleri ve hatta Suudi Arabistan’da petrol ve gaz için talep artıyor" dedi.
Bu nedenle 2040 yılına kadar petrol ve doğalgazın enerji talebinin karşılanmasında kullanılacak temel kaynak olarak öngörüldüğünü ifade eden Cyrill Widdershoven 2025’e kadar 18 trilyon doların sadece doğalgaz ve petrol kaynaklarına harcanacağını söyledi.
Avrupa’da çevresel kaygılar nedeniyle enerji değişimi yaşandığını belirten Widdershoven, bölgede petrol talebinin son 5 yılda hiç değişmediğini, buna karşın doğalgaza yönelim olduğunu ve ayrıca elektrikli araçların da desteklendiğini anımsattı.
"Karbon Vergisi Yeni Ticaret Savaşlarına Yol Açabilir"
IMF Kıdemli Uzmanı Akito Matsumoto da konuşmasında petrole olan talebin yavaşlama gösterdiğini söyledi. Matsumoto özellikle doğalgaza verilen önemin artacağına dikkat çekerken petrol ve elektrik enerjisinin rekabet halinde olduğunu ancak aslında yenilenebilir enerjiye ihtiyaç olduğunu belirtti.
Matsumoto bu noktada Avrupa’da gündeme gelen karbon vergisine de dikkat çekti ve bu verginin yeni ticaret savaşlarına yol açabileceğini söyledi.
İkinci enerji panelinin konusu ise “Enerji arz talebinin jeopolitiği” idi. Londra Üniversitesi’nden Michale Grubb iklim değişikliğinde enerjinin rolü konusuna değindi ve karbondioksit salınımının en az yüzde 50 azaltılmasının gerekliliği üzerinde durdu.
Katar Gama Enerji CEO’su Robin Mills doğalgazın geleceği konulu konuşmasında doğalgaza olan talebin 2030’larda artacağını ve uzun vadede geleceğinin parlak olduğunu söyledi.
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.