MÜSİAD Vizyoner’19, Dijital Gelecek Ana Temasıyla Gerçekleştirildi

Türkiye’nin en büyük ve küresel ölçekte en yaygın sermaye platformu MÜSİAD tarafından iki yılda bir düzenlenen VİZYONER Zirvesi, “Dijital Gelecek” temasıyla 27 Kasım 2019 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Detaylar

Türkiye’nin en büyük ve küresel ölçekte en yaygın sermaye platformu MÜSİAD tarafından iki yılda bir düzenlenen VİZYONER Zirvesi, “Dijital Gelecek” temasıyla 27 Kasım 2019 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Türkiye’nin en büyük ve küresel ölçekte en yaygın sermaye platformu MÜSİAD tarafından iki yılda bir düzenlenen “VİZYONER Zirvesi”, “Dijital Gelecek” temasıyla bu yıl 3.kez Birevim Ana Sponsorluğunda Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını araladı. Türkiye ve dünyadan önde gelen uzman, akademisyen ve iş insanlarının katılımlarıyla gerçekleştirilen zirvede, güncel teknolojik gelişmeler ve teknolojinin iş ve sosyal hayatımızda gerçekleştirdiği dönüşümler kapsamlı bir şekilde ele alındı.

"Türkiye Dijitalleşme Çağı Olarak Adlandırılan Yeni Dönemde Aktif Rol Almalı"

Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Vizyoner İcra Kurulu Başkanı Muhammet Ali Özeken, Dijitalleşme sürecinin 20 yıl içerisinde günümüzdeki mesleklerin büyük bir kısmında dönüşüme neden olacağını belirtti. Dijitalleşme sürecinin iyi değerlendirildiği taktirde birçok avantajı da beraberinde getireceğini ifade eden Özeken, “Ülkemizdeki 3,5 milyon KOBİ'nin dijitalleşme iştahı sergilemesi halinde ekonomide aranan verimlilik artışı kendiliğinden gelecek. KOBİ'lerimiz işini; internete taşıdıkça, üretim süreçlerinde, satış ve pazarlamada inovasyon kültürünü benimsedikçe, verimlilik artışı kendiliğinden gelecektir. Ancak bu suretle emek yoğun alanlardan bilgi ve zanaat yoğun alanlara, katma değeri yüksek alanlara yönelebileceğiz. Bunun ardından çok karlı ve yüksek hacimli bir iş kolu olan e-İHRACAT, inanıyorum ki, ülkemizin yeni ekonomik hikayesi olmaya namzettir. Türkiye tarihi süreç içerisinde maalesef birinci, ikinci ve üçüncü sanayi devrimlerini geriden takip eden bir ülke idi. Bilgi ve dijitalleşme çağı" olarak adlandıran bu yeni dönemde Türkiye'nin aktif rol alması, gelecekte güçlü bir şekilde var olabilmek adına önemli. Türkiye, doğru strateji ve yerinde hamleler ile bu defa geriden takip eden değil, liderlik eden, yol açan ve ülke rolüne talip. Bunun için gereken güç, azim ve inanç bizde fazlasıyla var; Dünyanın imrendiği dinamik nüfusumuz ve iş yapabilme becerilerimiz ile, bu konudaki iddiamızı çok çalışarak ve bu dönüşümün gereklerini doğru okuyarak ortaya koyabiliriz.” diye konuştu.

"Bugüne Damgasını Vuran Kavramlar Yapay Zeka ve Akıllı Sistemler"

Özeken’in ardından konuşan Genel Başkan Abdurrahman Kaan ise "dijital gelecek" teması sayesinde çok farklı katmanları ve yönleri ile dönüşümü masaya yatırdıklarını kaydederek, davetli ve katılımcıların çok yönlülüğünün bunu açıkça ispatladığını söyledi. Kaan, siyasetten diplomasiye; bilgiye erişimden onun güvenliği ve işlenmesine; ticaretin yeni kurallarından ticaretin yeni hatlarına; yeni piyasa koşullarından piyasaların yeni oyun kurucularına; milli gücü oluşturan yeni kavramlardan milli gücün yeni jeopolitik alanlarına kadar her sahada dönüşümü masaya yatırdıklarını anlattı.

Ancak burada ana ekseni dijital gelişim olarak belirlediklerini dile getiren Kaan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü yeni dünya düzeni diye tekrarladığımız sistem aslında; yeni kurallar, yeni oyuncular, yeni piyasalar ve yeni modeller silsilesini 'dijitalleşme' sistematiği üzerinden yeniden kurgulamaktır. Karşımızda eski ve yaşlı bir dünya var, oysa bizler şimdi, bu eski dünyanın yeni adetlerine uyumlu yepyeni algoritmalar kurmak zorunda olduğumuzun farkındayız. Ama belirttiğim gibi bu algoritmalar hayatın her alanı için geçerli olacaktır."

Abdurrahman Kaan, milenyumdan önce bu çağda bilgisayarların çökeceğine ve sistemin yerle yeksan olacağına dair söylentilerin yayıldığını anımsatarak bilgisayarların çökmediği gibi akıllı teknolojilerin insanları yerine karar alma süreçlerini yönetebilir hale geldiğini söyledi. Kaan, "Akıllı evler, akıllı telefonlar, akıllı şehirler, akıllı firmalar, akıllı yazılımlar. Yani dediğinizi yapan; sadece kodu uygulayan değil; kendi kendine karar alabilen, algoritmalarını sizin verdiğiniz komutlar dışında da yeniden biçimlendirebilen; kısacası kendine yetebilen sistemler başladı." diye konuştu.

Bugünün dünyasına damgasını vuran kavramların "yapay zeka ve akıllı sistemler" olduğunu dile getiren Kaan, yepyeni bir "büyük sınır çizgisi" ile karşı karşıya olduklarını anlattı. Kaan, dijital dönüşümün, sosyo-politik ve ekonomik parametreler ve paradigmaların değişimini yönettiğini ve hızlandırdığını kaydederek, "Ancak bazı hususlarda geri dönüşümü imkânsız hasarlara da yol açabiliyor. Çünkü insanı ve insanlığın devamını konuşamaz hale getiriyor. Bir Türk yazarın dediği gibi: İnsanlık kollarımızda can veriyor." ifadelerini kullandı.

Halihazırda dünyada yaşanan kutuplaşmaya, güç dengelerindeki, iklimdeki, parasal sistemlerdeki değişimlere değinen Kaan, küresel anlamda gündemde olan enerji hatlarından, yeşil kuşaktan, üretim-ticaret hinterlandlarından, sınır güvenliklerinden, göçlerden bahsetti.

"Geç Kalan Oyunun Dışında Kalır"

Kaan, üretim ve talep anlamında Çin ve Asya gücü karşısında korumacı politikaların devreye girdiğini, ticaret savaşlarının bir tehdit gibi masada hep durduğunu söyledi.

Bu politikaların ve sürekli tekrarlayan seçimlerin dünyada milliyetçi akımı güçlendirdiğini dile getiren Kaan, şu ifadeleri kullandı: "Kapılar kapatıldı, küreselleşme için yeni tanımlar türetilmeye başlandı.Parayı emtia gibi kullanan sistem, paradan kurtulmak adına kendi alternatif değer zincirleri üzerinde çalışmaya başladı; Blockchain. Plüralizm yeniden konuşulmaya başlandı. Ekonomik davranışlardaki değişim sosyal yapıları içine kapalı toplumlar olarak şekillendirmek üzere harekete geçti. Kültürel penetrasyon, artık modern kapitalizm için verimli pazarlar açma rolünü yitirince, yerelleşme ve yerlileştirme kavramlarının hem yatırımda, hem de şehir markaları üretmekte nasıl kullanılacağı konuşuldu."

Kaan, dijital dönüşümün hızlanmalarına ve bir değişimi hazmedemeden bir başka değişime hazırlanmalarına sebep olduğunu belirterek, dünyayı liderlerin ve onların aldıkları kararların şekillendirmeye başladığını söyledi. Dijital dönüşümün hız algılarını değiştirdiğini dile getiren Kaan, "Ama şunu unutmamak lazım; Geçmişi iyi okumalıyız. Çünkü gelecek aslında geçmişin bir envanteridir. Bizi bekleyen yeni dünyadaki tehditleri, tekrarları, blokları ve olasılıkları iyi okumalıyız. Bu kez bambaşka bir dünya bizi bekliyor. 'Geç kalan oyunun dışında kalır' sözünü sıkça duyduk." dedi.

"Tüm Engelleri Aşarak Türkiye'nin Önüne Yepyeni Ufuklar Açtık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “MÜSİAD Vizyoner’19” programına katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 94 ülke ve 224 noktada aktif şekilde faaliyet yürüten MÜSİAD’ın, bu önemli gücünü Türkiye ekonomisinin emrine vererek, çok önemli bir misyonu yerine getirdiğini söyledi.

MÜSİAD’ı, Türk ekonomisine sağladığı katkılardan dolayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD Global ve MÜSİAD Yerel çatısı altında hayata geçirilen projelerin, ekonomiye değer kattığını söyledi.

Vizyoner’19 programının daha çok dijital ekonomi, dijital ticaret, geleceğin şehirleri, millî teknoloji hamlesi gibi başlıklar altında şekillendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, geçmişte dünyadaki yeni yönelimlerin pek çoğunu kaçırmış bir ülke olduğunu, dünyanın sanayileşirken, teknolojik gelişmelere ayak uydururken Türkiye’nin varlık mücadelesi verdiğini, darbelerin, cuntaların pençesinde kıvrandığını, demokrasinin de en son 28 Şubat’ın ağırlığı altında iki büklüm bir hâlde olduğunu anlattı.

İktidara gelmelerinin ardından Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve ekonomi hamlesini başlattıklarını, makroekonomide, altyapıda, temel hizmet alanlarında Türkiye’ye çağ atlattıklarını, asırlık ihmalleri kısa sürede telafi ederek, Türkiye’yi çok daha ileriye taşıdıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların kolay olmadığını, vesayet odaklarıyla mücadele ettiklerini, her adımda önlerine engeller çıkarıldığını ancak tüm engelleri aşarak Türkiye’nin önüne yepyeni ufuklar açtıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonominin de saldırılardan nasibini aldığını ancak Türkiye’yi hedeflerinden koparmayı başaramadıklarını dile getirerek, “Bugün, ekonomisini toparlamış, güney sınırlarındaki kuşatmayı kırmış, birlik ve beraberliğini koruyan bir ülke olarak yolumuza devam ediyoruz. Geleceğimize güvenle bakıyoruz, umutlarımızı tazeliyoruz, hep birlikte işimize, gücümüze sarılıyoruz. İnşallah 2023 hedeflerimize de ulaşacak, çocuklarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmeleri için güvenli ve müreffeh bir ülke mirası bırakacağız” dedi.

"İnancımıza ve Vicdanımıza Uymayan Hiçbir Projenin İçinde Yer Almadık"

Türkiye’nin dünyada ve bölgede süren tarihî bir yeniden yapılanma sürecinin tam merkezinde yer aldığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin içinde olmadığı, rıza göstermediği, katkı vermediği hiçbir projenin bu bölgede hayata geçirilebilmesi mümkün değildir. İnancımıza, ahlakımıza, vicdanımıza uymayan, tarihimizle ve kültürümüzle çelişen hiçbir projenin içinde yer almadık, almayız. Aksi bir durumu medeniyetimize ve ecdadımıza ihanet olarak görürüz. Tabii bu onurlu duruşun bir bedeli var. Son yıllarda başımıza gelen her hadise, işte bu bedelin bir parçasıdır. Bizi bu zorlu süreçte, düşmanlarımızın attıkları taşlardan ziyade, içimizden atılan güller yaralamıştır.”

“Ülkemizin dar günlerinde, fikrine, zikrine, siyasetine bakmaksızın herkesin milletimize yar olmasını beklerdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadelesinde birilerinin terörist seviciliği yaptığını, FETÖ ile mücadelede yine birilerinin bu örgütün değirmenine su taşıdığını, Suriye’de yürütülen operasyonlarda da birilerinin karşı tarafın yanında saf tuttuğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ekonomisine yönelik saldırıları bertaraf edip yeniden yükselişe geçmenin heyecanını yaşıyor, birileri moral bozmanın peşinde koşuyor. Kendi ülkelerine gül değil, alenen taş atan bu kesimlerin yaptıkları işin adı siyaset değildir. Bunun adı, en hafif tabiriyle fırsatçılık, asıl olarak da kör düşmanlıktır” değerlendirmesinde bulundu.

"2020 Yılı Bütçesinde Tarımsal Destekleme Ödemeleri 22 Milyar Lira Olacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birisinin tarıma ilişkin verileri yanlış açıkladığına dikkati çekerek, bu kişinin tarımla alakası olmadığını ama kendisinin yeri geldiğinde Polatlı’da yeri geldiğinde Şereflikoçhisar’da çiftçilerle bir araya geldiğini, tarım sektörüyle yakından ilgilendiğini kaydetti. Türkiye’de 2002 yılında tarımsal destekleme ödemeleri için 1,8 milyar lira kaynak kullanılırken bu rakamın 2020 yılı bütçesinde 22 milyar lira olarak belirlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küçükbaş hayvan sayısını 32 milyondan 50 milyona çıkardık, bunu önümüzdeki yıl 56 milyona, 2023’te 100 milyona yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu rakamlardan tutarsızlık çıkarmaya kalkıyor. Tarım ve mera arazilerimizin toplam büyüklüğünün 37,8 milyon hektar olduğunu, bunun 23,2 milyonluk bölümünde tarım yapıldığını, kalanının mera olduğu söylüyoruz. Aynı şekilde rakamları katıp karıştırıp kendince milletin kafasını bulandırmaya çalışıyor. Ülkemizde sulanabilir tarım arazilerinin büyüklüğünün 8,5 milyon hektar olduğunu, bunun 6,6 milyon hektarının sulandığını, sulanan kısmın 4,3 milyon hektarının da kamu yatırımı olduğunu ifade ediyoruz. Yine rakam oyunları oynuyor. Hâlbuki biz polemik yaparak konuları sulandırmanın değil, toprakları sulamanın peşindeyiz. Tarımsal ihracatımızı 3,8 milyar dolardan 17,7 milyar dolara çıkardığımız hâlde, bunu bile tersine çevirmenin hesabını yapıyor. Türkiye, 44 milyar dolarlık tarımsal millî geliriyle Avrupa’da ilk sırada yer aldığı hâlde, bizi gerimizdeki ülkelerle kıyaslamaya kalkıyor.”

"Bor Karbürü Üretiminne Başlıyoruz, Yıllık Üretim Bin Ton Olacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini eleştirenlerin daha fazla hedef ortaya koyması gerektiğini vurgulayarak, “Sadece rakam oyunlarıyla, sadece laf ebeliğiyle, sadece altı da üstü de boş eleştiriyle, sadece kafa karıştırmayla uğraşıyorlar. Çünkü bunların heybelerinde millete sunacak hiçbir şeyleri bulunmuyor. Zaten öyle bir dertleri de yok” ifadesini kullandı. Türkiye’de bor madeni üzerinden yıllarca spekülasyonlar yapıldığını, efsaneler üretildiğini, komplo teorilerinin geliştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunlara rağmen bor madenini gerçekten değerlendirecek çalışmaları da kendilerinin yaptığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce sadece maden olarak satıldığı için katma değeri düşük olan bor madenini işleyerek, geliştirerek ürüne dönüştürdüklerini anlatarak, “Şimdi de, taktik araçlarda, helikopterlerde, uçaklarda, top namlularında, askerî kıyafetlerde zırh olarak kullanılabilecek olan bor karbürü üretimine başlıyoruz. Balıkesir Bandırma’da temelini attığımız fabrikayı iki yıl içinde tamamlayacak ve yıllık bin ton bor karbürü üreteceğiz. Dünyadaki toplam bor karbürü üretimi yedi ile sekiz bin ton arasındadır. Dolayısıyla bizim fabrikamız oldukça önemli bir kapasiteye sahiptir” bilgisini paylaştı.

"Dijital Dünyayı Yakalama Konusundaki Kararlılığımız Tamdır"

Gündemlerinde dijital ekonomi, dijital ticaret, dijital Türkiye ve geleceğin şehirleri gibi konuların bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konulara verdikleri önem dolayısıyla yeni yönetim sistemine geçerken, doğrudan Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir Dijital Dönüşüm Ofisi kurduklarını, amaçlarının; siber güvenlikten millî yazılımlara, kritik altyapıların korunmasından büyük veri ve yapay zekâ gibi alanlara kadar konuyla ilgili tüm başlıklardaki çalışmaları takip edip desteklemek olduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce e-Devlet çatısı altında verilen hizmetlerin çok daha genişletilerek Dijital Türkiye Platformu’nda bir araya getirildiğini sözlerine ekleyerek, teknolojinin hızla ilerlediğini bu yeniliklere yönelik adımların da atıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükûmete geldiğimizde ülkemizde toplam 3 bin geniş bant internet abonesi vardı. Bugün Türkiye’de 75 milyonun üzerinde geniş bant internet abonesi bulunuyor. Mobil telefon abonesi sayısı 23 milyondu, bugün 82 milyonun üzerine çıktı. Fiber hat uzunluğumuz 81 bin kilometreydi, bugün 364 bin kilometreyi geçtik. Ancak bu fiber hat konusunda yavaş gittiğimizi görüyoruz. Firmalarımızın fiber hat yatırımını hızlandırması gerekiyor. Aksi takdirde 5-G teknolojisini etkin bir şekilde kullanamayız. Fiber hat yatırımları konusunda engel çıkartanlar karşılarında bizzat şahsımı bulacaklarını bilmelidirler” diye konuştu.

Uzay teknolojisinde devrim niteliğinde adımlar atıldığını, Türkiye Uzay Ajansı’nın kurulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “TÜRKSAT 4-A’yı 2014’te, TÜRKSAT 4-B’yi 2015’te uzaya göndermiştik. İnşallah TÜRKSAT 5-A’yı önümüzdeki yıl, TÜRKSAT 5-B’yi 2021’de uzaya yolcu ediyoruz. Asıl önemlisi, 2022 yılında yerli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6-A’yı devreye almış olacağız. Türkiye 3-G teknolojisine 2009’da ve bunun yanında da 4,5-G teknolojisine de 2016’da geçmişti. Hedefimiz uçtan uca yerli ve millî 5-G haberleşme teknolojisini 2021 yılında hizmete sunmaktır. Görüldüğü gibi oldukça iyi gidiyoruz. Eksiklerimiz ve aksaklıklarımız hâlâ olmakla beraber, dijital dünyayı yakalama konusundaki kararlılığımız tamdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD Vizyoner’19 toplantısında yapılacak tartışmaların Türkiye’nin bu alandaki geleceğine ışık tutacağına inandığını dile getirerek, toplantıya katkıda bulunan herkese teşekkür etti.

Dijital Ekonomi Ve Paranın Geleceği Konuşuldu

Zirvenin birinci panelinde “Dijital Ekonomi ve Para” başlığı ele alındı. Ekonomide yaşanan hızlı dijitalleşme ile oluşan yeni para modelleri, güven zincirleri (block chain) ve kripto para, yatırım alanları ve risklerinin konuşulduğu panelin moderatörlüğünü Grow in Emea Kurucu Ortağı Ali Rıza Babaoğlan üstlendi. Babaoğlan “Yeni ticaret modellerinin dönüşen ekonomiye olan katkısının, Türkiye için uygulama örneklerini ve gelecekte alınması gereken önlemler ile ilgili konuştu.

Girişimciler ve Yatırımcılar Exchange de Bir Araya Geldi.

Bu yılki Vizyoner19 Zirvesi’nde ilk kez Vizyoner Exchange programı da düzenlendi. Katılımcılar, “Vizyoner19”un ana teması olan “Dijital Gelecek” konusunda Vizyoner Exchange’de B2B toplantılar yaparak, fikirlerini ticarete ve yatırıma dönüştürme imkânı sağlamaya başladı.

Vizyoner Exchange için özel geliştirilen model ile başta ITO Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi, İstanbul Teknopark, İstanbul Üniversitesi Entertech, YTÜ Yıldız Teknopark, ODTÜ Teknopark, BİST Özel Pazar Yeri, Genç MÜSİAD gibi ülkemizin önce gelen Girişim Merkezlerinin bünyelerinde yer alan teknoloji girişimcileri, yatırımcılar ile bir araya gelerek rekabetçi fayda ve fırsatların tanıtılmasına ve bilginin ticarete dönüştürülmesine olanak sağladı.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor