İstanbul'dan Ordu'ya Uzanan Bir Başarı Hikayesi

Ordu'da organik tarımla uğraşan Fisun Başaran, bahçesinde ürettiği organik ürünlerle başarı dolu hikayesini düzenlediği konferansta anlattı. Başaran, Ordu’nun Altınordu ilçesinde Davet Girişimcilik Merkezi’nde yaptığı çalışmalar ile ilgili sunum gerçekleştirdi. İşte detaylar..

Hem toprakta hem mutfakta üretim yaptığını belirten Fisun Başaran, “Eli Toprakta” adı ile sosyal medya hesabından da ürettiği organik ürünlerde ev ekonomisine katkı sağlıyor. Ayrıca Altınordu ilçesinde teleferik alt istasyonunda organik ürünlerini satışa sunduğu mağazası bulunuyor.

Fisun Başaran;

ÜRETMEYE NASIL BAŞLADIM?

• Çocuklarım için ürettiklerim önce yakın çevrem tarafından sonra da onların çevreleri tarafından beğenildikçe evimizin ihtiyaç fazlasını satmaya başladım.
• Ürettiklerimi satıp ekonomik bir değere dönüştürmek hoşuma gitti.
• Bir yandan da kullanan kişilerin beğenileri beni daha çok üretmeye teşvik etti.

ORDU’DA EVDE ÜRETİME KAYITLI İLK KADIN ÜRETİCİ OLDUM

2009 yılında İstanbul’dan ayrılıp eşimin işi dolayısıyla 7 yıl Samsun da yaşadık. O yıllarda 160 km uzakta tarla yapmaya başladım. Bu sevda beni bir Karadeniz Kadınları Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ile tanıştırdı. Dernek sayesinde Tarım İl Müdürlüğü ile seracılarla, pazarcılarla ve üreten, hamarat Ordulu kadınlarla tanıştım.
2016 yılından beri Ordu’da yaşamaktayız. Ordu’ya yerleşip hammaddeye yaklaşmamız ev için üretimi evde üretim aşamasına getirdi. Ordu da evde üretime kayıtlı ilk kadın üretici oldum.

EĞİTİM ŞART

• Her katıldığım eğitimin yaptığım işe nasıl katkısı olur diye sorguladım. Bir yandan da okullardan yerel eylem gruplardan gelen davetlerle gözlemlerimi kimi zaman öğrencilerle kimi zaman da üreten veya üretmeye niyeti olan kadınlarla paylaşarak ruhumu besledim, çalışma motivasyonumu artırdım.
• Bir başka motivasyon kaynağı da 2021 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen tarımsal üretim projelerinde başarılı ve önder çiftçilere verilen ödülün bana da layık görülmesi oldu.
• Yine 2021 yılında kadın girişimciler derneğininin (KAGİDER) tarımla uğraşan kadınlara sunduğu eğitim ve mentörlük desteğinden yararlanan 20 kadından biri oldum.

YAPTIKLARIMLA ELDE ETTİĞİM KAZANÇLA İŞİME YATIRIM GERÇEKLEŞTİRDİM

• Kazandıklarımı ayrı bir cüzdanda biriktirerek ve kayıt ederek yine işime harcadım. Makine aldıkça daha çok üretebildim, ürettikçe başka makineler alabildim. Her zaman satabileceğimden biraz fazlasını üretip yıl içinde elden çıkardım.

YÖRESEL ÜRÜNLER PAZARINDA KADIN GİRİŞİMCİ OLMAK

• Evde üretime tabi olmak demek, evinizde ürettiğiniz el sanatları veya gıdaların yıllık belli bir tutarı geçmemek kaydıyla vergiden muaf olarak elden satabilirsiniz demek. Bunun için Tarım İl Müdürlüğüne kayıt olmak gerekiyor. Bir mağaza ya da dükkan kiralayıp buralarda satamıyorsunuz. Yöresel pazarlar kadınların emeğini değerlendirmek açısından ve daha çok kişiye ulaşmak için güzel bir fırsat. Yerli veya yabancı turistlerle kültür alışverişinde bulunmak için de bir fırsat.
• Bir yandan üretip bir yandan satmanın zorluğunu aşmak için bir dükkanı 2 üreten kadın kullanarak birbirimize üretim yapmak için imkan tanıdık aynı zamanda da kadın dayanışmasının güzel bir örneği oldu.

DOĞAL TARIMA NASIL MERAK SALDIM?

• Atalık tohum candır.
• Sağlıklı beslenme sağlıklı gıda ile mümkün olur. Suni gübre ve kimyasal tarım ilacı kullanmadan bir çoğu atalık tohumlardan üretilmiş fidelerden yetiştirilen sebze ve meyveler bizlere çocukluğumuzdaki lezzeti verebilirler. Bu kimyasallar yerine ısırgan solüsyonları, külle, hayvan gübreleriyle doğal tarım yöntemlerini bir yandan öğrenip bir yandan da uygulayarak ürünlerimi yetiştiriyorum.

ORDU’DA ALDIĞIM DESTEKLE 18-19 ÇEŞİTTE TARHANA ÜRETEBİLİYORUM

• 2008 yılında çocuklarım için yaptığım tarhanadan arkadaşım almak istedi. Ertesi yıl akrabaları, komşuları derken her yıl artan bir şekilde ve hiç ara vermeden üretmeye başladım. İstanbul da yaşadığım yıllarda tarhanalarımı pazardan aldığım sebze ve meyvelerle kuruyordum. Ordu ya yerleştikten sonra Tarım İl Müdürlüğü ve Ordu Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa yaptığı projeyle bir sera kurdurdum. Burada istediğim kalitede domates ve diğer sebzeleri yetiştirebiliyorum. Normalde 5 çeşitle tarhana yapılabiliyorken 18-19 çeşitle tarhana üretiyorum. Tarhanalarımı sevgi ve ihtimamla ve en iyi ürünle şımartıyorum, aynı bir çiçek gibi..

SUSUZ ELMA SİRKESİ MACERASI

• İstanbul’da yaşadığımız yıllarda Ordu’daki bahçemizden hasat ettiğimiz elmalar baktım ki yumuşamaya başlamış bozulmalarına gönlüm razı olmadı, birazıyla tart yapmak için elma püresi hazırladım, birazıyla sirke yaptım ki o tarihlerde ben de sirke kullanmayı bilmeyenlerden, tadını sevmeyenlerdendim. Tadanlardan almak isteyenler oldu, evde kullanabileceğim kadarını ayırıp kalanını sattım. Böylelikle susuz elma sirkesi maceramız başlamış oldu.

“PLASTİK MALZEME KULLANILMAMALIDIR!”

• Toplanan elmalar her türlü üretim aşamasından geçtikten sonra elma suları cam kavanozlarda toprak küplerde veya meşe fıçılarda fermentasyona bırakılır. Bu aşamadan plastik malzeme kullanılmamalıdır.
Başaran, plastik şişe kullanılmasının sağlığa zararlı olduğunu ekledi.
NEDEN SUSUZ ELMA SİRKESİ
• Su katmayarak hem saf bir ürün elde etmiş oluyoruz hem de meyvenin kendi şekerinden istifade ederek rafine şeker, bal, pekmez gibi tatlandırıcı kullanmamış oluyoruz. Meyvenin kendi özünde olan şekeri seyreltmemiş oluyoruz.

Girişimci Fisun Başaran'ı tebrik ediyor, haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyouz.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor