Bilgi Teknolojilerinde Fırsata Dönüştürülebilecek 7 Trend

İş hayatının her noktasına dokunan bilgi teknolojileri, pazarda fark yaratmanın, büyüme ve karlılığın öncelikli aracı haline dönüşüyor. Accenture tarafından hazırlanan 'Accenture 2013 Teknoloji Vizyonu Raporu' bilgi teknolojilerinde 7 trend ortaya koyuyor. Özelleşmiş müşteri ilişkileri, analitiğin doğru şekilde tanımlanması, dinamik veri, kusursuz işbirliği, yazılım tabanlı ağ yapısı, aktif savunma ve bulutların ötesi olarak tanımlanan 7 teknoloji trendi öne çıkıyor. İşte bilgi teknolojilerinde 7 trend..

İş hayatının her noktasına dokunan bilgi teknolojileri, pazarda fark yaratmanın, büyüme ve karlılığın öncelikli aracı haline dönüşüyor. Accenture tarafından hazırlanan 'Accenture 2013 Teknoloji Vizyonu Raporu' bilgi teknolojilerinde 7 trend ortaya koyuyor. İşte bilgi teknolojilerinde 7 trend..

Müşteri İlişkilerinde Yeni Bir Dönem

Özelleşmiş müşteri ilişkilerine geçiş. Yeni dönemde şirketlerin dikkatlerini daha fazla müşterileri ile olan ilişkilere yönlendirmeleri gerekiyor. Şirketlerin dijital strateji olarak e-ticaret ve online pazarlamanın ötesine geçip ‘mahalle bakkallığı’ döneminde müşteri ile yakalanan birebir teması ve müşteri ihtiyaçlarına göre hareket edebilme kabiliyetini hedeflemesi gerekiyor. Hedef rakiplerinin sahip olmadığı bir müşteri ilişkisi ve farklılaşmış bir marka.

Analitik’in Doğru Şekilde Tasarlanması

‘Doğru’ verinin toplanması ve toplanan verinin anlamlandırılarak iş süreçlerinde etkin şekilde kullanılması. Şirketler artık bilgi eksikliği değil, “doğru” bilginin eksikliğini duyuyor. İş birimleri, fonksiyonaliteyi destekleyecek veri modelleri yaratmış durumdalar, ancak bu çoğunlukla yeni iş girişimlerini destekleyecek yol gösterici bilgiye ulaşmalarına yeterli olmuyor. Çoğu şirket bir sonraki adımı da hesaba katarak, ilerde faydalı olabileceğini düşündükleri verileri de mümkün olduğu ölçüde toplamaya çalışıyor.

Ancak daha “çok veri”, daha “iyi veri” demek değildir. Her veri eksikliği, daha doğru bir karar verme fırsatının kaçırılmasına sebep oluyor. Bu veri eksikliklerinin giderilmesi, doğru verinin toplanması, uygulanması ve güncellenmesi konularında temel bir yaklaşım değişikliğini gerekiyor. Doğru bilgiyi toparlayabilmek için veri toplama gereksinimlerini projelerin uygulama geliştirme aşamasında ayrı bir gereksinim seti olarak yönetmek gerekiyor.

Dinamik Veri

Veriyi elde etme zamanı ile kullanma arasında zaman kaybetmemek. Bugün, organizasyonların aksiyon hızlarını, iş fırsatlarının hızlarına yaklaştırması giderek önem kazanıyor. Verinin elde edildiği zaman ile kullanıldığı zaman arasındaki süre uzunsa, verinin potansiyel avantajı değerini kaybediyor demektir. Şirketler, ellerindeki veri bazlı bilgiyi yeni fırsatlara çevirmeyi başaramazlarsa, ciddi ölçüde rakiplerine göre geride kalma riski ile karşı karşıya kalıyorlar.

Bugün pek çok istatistiğe, çok büyük veri setlerine ulaşmak mümkünken, bu noktada önemli olan; bu verilerin ne kadar dinamik olduğu ve verilerin yöneticilerin hızlı aksiyon alabilecekleri bir bilgiye dönüşümüdür. Gelinen şu aşamada, verinin büyüklüğü değil, iş süreçlerinin ve veri dinamizminin eş zamanlı olarak hareket edebilir hale gelmesi önemli hale gelmiştir.

Kusursuz İşbirliği

Kullanıcıların yeni sosyal davranışları paralelinde sosyal medya uygulamalarının iş ortamında kullanımı. Türkiye internette geçirilen süre bazında Avrupa ülkeri arasında üst sırada. TUIK'in açıkladığı verilere göre Türkiye nüfusunun yarısı internet kullanıcısı durumunda. İnternet kullanıcılarının tamamına yakını facebook kullanırken, yaklaşık dörtte birinin twitter gibi sosyal medya araçlarını kullandığı tahmin edilmekte.

Sosyal medya ortamında kullanılan araçlara benzer yapılar farklı sektörlerde uygulanmaya başlanmış durumda (şirket içi blog sayfaları, wiki siteleri, tartışma forumları). Şirketler açısından altı çizilmesi gereken kısım; sosyal medya uygulamalarında yer alan özelliklerin birebir kopyalanması değil, iş süreçleri ve uygulamalarının bu dinamikleri dikkate alarak sosyal medya uygulamalarına yakın bir hale getirilmesidir. İş süreçlerinin bu dinamikler ışığında şekillendirilmesi şirket bünyesinde oluşan bilginin daha görünür ve kullanılabilir olmasını sağlayacaktır. Şirketler, kendi stratejik ihtiyaçları için yazılım tedarikçilerinin hazır çözümler sunmasını bekleyemezler. Proaktif olarak üretkenliklerini arttırmanın en çok değer katacağı temel iş akışlarını belirlemeli ve bunun sonrasında işbirliğini sağlayacak araçları tasarlatmalı ve kullanmalıdırlar.

Sanallaştırmanın Son Aşaması

Yazılım tabanlı ağ yapısı. Yazılım tabanlı ağ yapısı (SDN), geleneksel ağ yapısına yeni bir yaklaşım getirerek, iş birimleri ve BT’nin esnekliğini radikal bir şekilde değiştirmeyi vaat ediyor. Bu teknoloji sayesinde BT birimleri açısından sanallaştırmanın gücü açığa çıkacak ve bulut bilişime daha kolay geçiş sağlanacak. İş birimleri için ise SDN, daha esnek ve çabuk hareket etmelerini sağlayacak olan kilit teknoloji niteliğinde. Genel anlamda SDN; kurumların (dijital iş için kaçınılmaz olan) değişimle başa çıkmalarını kolaylaştıracak. SDN sayesinde şirketler yeni projeleri daha çabuk hayata geçiren ve başarılı olup olmadıklarını yine aynı hızla ölçebilen, dinamik bir yapıya ulaşmakta. Gelinen noktada sanallaştırma hedefi ile ilerleyen şirketler daha fazla donanım satın almak yerine sunucularını ve depolama altyapılarını sanallaştırarak ve ihtiyaçlarına göre kapasite arttırıp azaltarak çeviklik hedeflerinde yarı yolu tamamlamış durumdalar.

Aktif Savunma

Tehditlere karşı siber savunma: Şirketlerin temel savunma yaklaşımı; sınır koruma, sistemlerin izolasyonu ve bunların etrafında şekillenen uyum kurallarına (mevzuat) dayanmakta. Ancak bilgi güvenliği konusundaki kaygılar günden güne artarak devam ediyor. Bulut ve mobil ortamlar bilgisayar korsanları için yeni bir saldırı mecrası olmuş durumda. Tasarımı sırasında dış dünya bağlantısı planlanmayan eski sistemler, yeni yapıda online erişilebilir hale geldiğinde güvenlik anlamında daha çok zayıf nokta oluşmasına neden olmakta. Şirketler, bu güvenlik boşluğunu refleks-tabanlı yanıt veren çözümler ve “analitik”i verinin etrafında ikincil bir koruma kalkanı haline getirerek kapatmalılar. “Aktif savunma” yaklaşımı, korsanlar için sistemlere erişimi daha zor, daha masraflı ve daha az karlı hale getirmeye dayalı bir yapı. Kurumların konuyu ciddiye alması ve bu alandaki yatırımlarını gözden geçirmeleri gerekiyor. Ülkemizde bu alanda yapılan BT harcamaları diğer ülkelerin çok gerisinde yer almakta. Toplumsal farkındalığı artması için devlet teşvikli faliyetlerde başlatılmış durumda.

Bulutların Ötesi

Bulut Bilişim’de pazar potansiyeli: 1.5 milyar dolar. Bu trendler arasında gelişim potansiyeli ile ön plana çıkan Bulut Bilişim, mobil teknolojiler, sosyal medya, sanallaştırma ve büyük veri artık deneme-gözlemleme noktasının ötesinde şirketlerin mevcut zorlu problemlerini çözecek ve büyük fırsatların önünü açacak pratik araçlar haline dönüşüyor. Özellikle Bulut Bilişim, gelişmekte olan teknolojiler arasında stratejik bir girişim olarak ilk sırada yer alıyor.

Türkiye açısından değerlendirildiğinde ise, bu trendlerden mobil teknolojiler ve sosyal medyaya yönelik yatırımlar hızla artarken; yasal düzenlemeler ve dönüşüm maliyetleri sebebi ile Bulut Bilişim teknolojileri şirketlerde henüz yaygın olarak kullanılamıyor. Oysa bilişim teknolojileri, tüm dünyada özellikle KOBİ’ler için daha ucuz ve kolay yönetilebilen bir alternatif olarak sunuluyor. Accenture’ın Türkiye’de yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de KOBİ’lerin yüzde 8’i yazılım veya donanım ürünlerini satın almadan kullanmaya olumlu yaklaşırken; bu oran 206 binin üzerinde işletme ve yıllık 1.5 milyar  dolar büyüklüğünde potansiyel bir pazara karşılık geliyor.

Teknolojik Tehdit: Siber Saldırılar

2013 Teknoloji Trendleri Raporu’nu ve sektörü değerlendiren Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Lideri Emre Hayretçi;  “Accenture 2013 Teknoloji Vizyonu Raporu’nda görüldüğü gibi; içinde bulunduğumuz dijital çağda aslında teknoloji, farklı endüstriler ve kamu için çok daha yüksek verimlilik ve fırsatları beraberinde getiriyor. Rapor, 7 trend ile teknolojik gelişimin paralelinde, iş modelleri de dönüşüme işaret ediyor. Özelleşmiş müşteri ilişkileri, analitiğin doğru şekilde tanımlanması, dinamik veri, kusursuz işbirliği, yazılım tabanlı ağ yapısı, aktif savunma ve bulutların ötesi olarak tanımlanan 7 teknoloji trendi öne çıkıyor.” dedi.

Bu trendler arasında dünyayı tehdit eden siber saldırılara karşı Aktif Savunma ve gelişim potansiyeli olan Bulut Bilişim teknolojileri ön plana çıktığını söyleyen Hayretçi, “Günümüze baktığımızda, giderek daha büyük siber saldırılara maruz kalıyoruz. Bu tehditlerin boyutu kısa sürede yuzbinlerce dolar iş kayıplarından saniyeler içerisinde 100 milyarlarca dolarlık kayıplarla ulaşabiliyor. Tehditlerin yaygınlığı ve etkisi bilinenden çok daha büyük ve önlem alınmadığı takdirde  bundan çok kısa bir süre sonra siber saldırılar yüzünden batan şirketler, ekonomik sistemi durduran felaketler ve hayatın durma noktasına geldiği sehirlerden bahsediyor olabiliriz.” açıklamasında bulundu.

Diğer yandan Hayretçi, “Bilişim teknolojisi artık hayatlarımızın her alanına nüfuz etmiş durumda. Bulut Bilişim, bilgi teknolojileri sektöründe inanılmaz bir değişim ve dönüşüme yol açıyor. Bu sayede kurumların daha hızlı hareket etmelerine, iş gruplarının daha yenilikçi olmalarına ve aynı anda maliyetlerini düşürmelerine imkân sağlıyor. Günümüzün rekabetçi ortamında kurumlara, düşük maliyet, kolay yönetim ve verimlilik sağlayan Bulut Bilişim, farklı yeteneklere ve becerilere sahip bilişim çalışanlarının ve en önemlisi verimliliğin ortaya çıkmasını sağlıyor.” diyerek bulut bilişimin blişim teknolojisindeki önemini vurguladı.

Artık Her İşletme Dijital

Accenture tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan ve dünyada 2013 teknoloji vizyonunu “Artık her işletme dijital” yaklaşımı olarak belirleyen rapor, hızla gelişen teknolojinin karşısında, iş hayatında sadece BT yöneticilerinin değil, her üst düzey yöneticinin başarıya ulaşmak için teknolojiyi kullanarak gelişmeleri takip etmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Hürriyet Teknoloji kaynaklı haberimizi, bilişim sektöründe faal olan girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yazar İdris Cin Hakkında

YTÜ Matematik Mühendisliği mezunu, 2005 yılında yazılım mühendisi olarak bilişim sektöründe çalışma başladı. Şimdilerde data, martech ve ai odaklı projelerde Teknik  Proje Yöneticisi olarak çalışıyor. 2006-2010 yıllarında girişim analizlerini kişisel blogunda paylaştı, Eylül 2010'da yeni medya girişimi Girişim Haber'i kurdu. Yayın Yönetmenliğine ek olarak yazılarıyla da bu platformda yer alıyor.

Yorum Ekle

Ad Soyad *
E-mail * (Gravatar resminiz görünecek)
Web
KalınYatayAltı ÇiziliAlıntı
  •   Yorum  
  •   Önizle  
Yükleniyor