MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu’nun düzenlediği ve CPM yazılımın sponsor olduğu “Tekstil Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” paneli dün Lazzoni Hotel’de gerçekleştirildi. Detaylar haberimizde..
MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu’nun düzenlediği ve CPM yazılımın sponsor olduğu “Tekstil Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri” paneli dün Lazzoni Hotel’de gerçekleştirildi. MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Başkanı Mehmet Haluk Şahin’in moderatörlüğünü yaptığı panele Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin ve OTİAD (Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği) Başkanı İlker Karataş katıldı.
Dünyada ve Türkiye’de tekstilin durumunun değerlendirildiği panelde tekstildeki potansiyel ve fırsatlar ile sektörün karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu. Tekstil sektörünün durumunu değerlendiren Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, tekstil sektöründe İstanbul’un büyük potansiyeli olduğunu, moda ve tasarım bakımından İstanbul kadar dinamik bir şehir olmadığını söyledi.
“Tekstil sektöründe İstanbul’un büyük bir potansiyeli var”
Moda ve tasarım bakımından İstanbul kadar dinamik bir şehir yok diye konuşan Şahin, "İstanbul’da dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar tasarımcı ve tekstil mühendisi var. Tekstil sektöründe İstanbul’un büyük bir potansiyeli var. Bunun farkında olalım. Moda ve tasarım bakımından İstanbul kadar dinamik bir şehir yok. Çin’de Amerika’da bir şey aramamıza gerek yok.” dedi.
“Tekstil açısından en önemli olan şey tedarik hızı”
“Dünyada Türkiye’den başka 1 ayda 5 tır ürün üretecek ülke yok. Çin ve Amerika Türkiye için büyük pazar değil. Türkiye’nin hitap ettiği iki tür pazar var. Birinci pazar AB pazarı. AB’de fiyatlar rekabetçi. Almanya’daki küçük mağazalar kayboluyor. AB pazarına hitap edeceksek, küçük mağazalarla iş yapmamız çok zor. Türkiye’nin rekabet yapısını AB pazarına uydurursak iş yaparız” şeklinde konuşan Şahin, ikinci pazarın Rusya, Çin ve Ortadoğu olduğunu belirterek, "Rusların ambargolarla ve petrol fiyatlarından dolayı alım gücü düştü. Asgari ücret arttı. Ücretler yüzde 30 yükseldi. Ortadoğu’ya ve iç piyasaya yönelik ucuz iş gücü ve üretimle satış yapılabilir. Bu pazarda da çok fırsat var ama siyaset işimizi çok etkiliyor.” dedi.
Tekstilin sofistike katma değer yaratan noktalarına yatırım yapılırsa kazanılacağının altını çizen Şahin, şunları kaydetti: "Türkiye'nin kendi yaratıcılığıyla büyük bir potansiyeli var. Bunları arayıp bulmamız lazım. İnternetle ilgili çok çeşitli iş modelleri mevcut."
“Türk gençleri çok yetenekli ve çok yaratıcı”
Genç girişimcilere tavsiyelerde bulunan Şahin, "Konsantre olacaksınız ve vizyon sahibi olacaksınız, doğru yola gidip fokuslanırsanız para kazanırsınız. İnternette business modelleri var. Onun için gençler yeni iş modelleri bulmaya odaklansın. Yeni satış tarzları bulsunlar. Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı tekstil sektöründen zengin oldu. Gençler işe odaklansınlar. Türk gençler çok yetenekli ve çok yaratıcı." İfadelerini kullandı.
“Tekstil sektörü mensuplarının özgüvenli olması gerekiyor”
Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı İlker Karataş ise sektörün çoğunluğunu KOBİ’lerin oluşturduğunu belirterek, “Nasıl bir sektörün mensubuyuz önce bunu içselleştirmemiz lazım. Sektörün temsilcilerinin özgüven eksikliği var. Bu sektörün mensubu olarak yüksek özgüven sahip olmamız gerekiyor. Tekstil sektörünün ihracatın hacmi 414 milyar dolar. Türkiye yüzde 4’lük payı olarak dünyanın 6. büyük tedarikçisi konumunda. Ev tekstilinde ise 75 milyar dolarlık hacmi var, Türkiye dünyada 4. büyük tedarikçi konumunda. Çorap sanayisinde Çin’den sonra dünyanın en büyük tedarikçiyiz. İç giyimde de ön sıralardayız. Bu rakamlar bizim yüksek özgüvene sahip olmamız için yeterli.” değerlendirmesinde bulundu.
"Kaliteli KOBİ yapısını yakalarsak, 2023 hedeflerini gerçekleştiririz"
Karataş, sektörün sorunlarının büyük olduğu gibi kazançlarının da büyük olduğunu belirterek, “Sektördeki sorunları birkaç başlıkta sınıflandırabiliriz. Bu sorunlar sadece dışarıdan kaynaklanan sorunlar değil. Bazen kendimizden kaynaklanan sorunlar da var. Birincisi bu sektörün yapısal sorunları mevcut. Ulusal bir tekstil politikamız yok. Fasonculuktan kurtulamadık. Bir marka üretemedik tekstilde. Tekstil ve hazır giyim sektörü hala Türkiye’nin en büyük sektörü, alternatifi yok. Her iki sektörde 1 milyona yakın kayıtlı istihdam var." ifadelerini kullandı.
İyi planlama yapmadan stratejiler belirlenmesinin boşa kaynak harcamaya sebep olacağını kaydeden Karataş, "Kaliteli bir KOBİ yapısına sahip değiliz. Sektörde 50-55 bin civarında firmanın varlığından bahsediliyor. 20 bin civarındaki firma üretici ve ihracatçı konumunda. Kaliteli KOBİ yapısını yakalarsak, 2023 hedeflerini gerçekleştiririz." dedi.
“Şirketleri market yönetir gibi yönetiyoruz”
Karataş, şirketlerin basit yöntemlerle yönetildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Büyümek için iyi bir ekiple çalışmak lazım. İş sahiplerinde bu ekibi kurma noktasında güven eksikliği var. Yanımızda çalıştığımız insanlara güvenmeliyiz. Şirketi iyi yönetmek için şirketin verilerine sahip olmak lazım. Strateji belirlemeden hareket edersek, rüzgara göre iş yapmış oluruz. Büyümeyi kafaya koyduysanız mutlaka kaynak kullanımı devreye girmeli. Özsermaye ile bir yere kadar büyürsünüz. Kaynak kullanımını da kaliteli KOBİ yapısına ulaştıktan sonra yapmalıyız."
“Kalifiye eleman ve inovasyon önemli”
Kalifiyeli eleman ve inovasyonun önemine değinen Karataş sözlerini şöyle sürdürdü; "Osmanbey bölgesi 1,6 milyar dolar ihracat yaptı hazır giyim ve tekstilde. Sektörün ileri gitmesi için verilen teşvik ve desteklerden yararlanma noktasında da sıkıntılar yaşıyoruz. Sektörün diğer sorunlarından biri ise kalifiye eleman. Sektör şu anda tıkanma noktasına geldi. Kalifiye eleman bulunmuyor. 'Bu sektörden gelecek beklemeyin' söylemleri gençlerin bu sektöre girmesine engel oldu. Kaliteli eğitimli insanların sayesinde sektörü bir yerlere taşıyacağız. 2023 hedeflerine ulaştıracak şeylerden biri inovasyon. İnovasyonun tekstil sektöründeki karşılığı tasarım. Kendi özgün tasarımlarımızla markalaşma evresini tamamlarız."
“Ham madde ve yarı mamule ulaşma noktasında sıkıntı yaşıyoruz”
Ham madde ve yarı mamule ulaşımın sıkıntılı olduğunu belirten Karataş; "İkinci olarak sektörün rekabeti engelleyici finansal sorunları var. Rekabetçi fiyata sahip ham madde ve yarı mamule ulaşma noktasında sıkıntı yaşıyoruz. İçerideki sanayimizi korumak adına anti damping vergileri uygulanmakta. Bu tür koruma tedbirlerinin hepsine karşıyız. Şirketin sermaye yetersizlikleri var. Şirketi büyütmek yerine farklı yerlere yatırım yapılıyor. Bu şirketlerin büyümesine ve sürdürülebilirliğine engel oluyor. Siyasi alanda yaşanan olaylar siyasi risk primlerini artırıyor. Hem siyasi hem ekonomik istikrara ihtiyacımız var. Son olarak sektörün vize problemi konjonktürel açıdan sorun. Irak, Libya ve Suriye vatandaşlarına uygulanan vizelerden kaynaklanan sorunlar da tekstil sektörünü etkilemekte." dedi.
MÜSİAD kaynaklı haberimizi tekstil sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız ve girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.