Bir marka değerini yükseltmek için yaptığı işin önemli niteliklerini basit bir dille anlatma becerisine sahip olmalıdır. Peki, üzerine onca emek harcadığınız bir girişimin MARKA değerini neler yükseltir?
Bir marka ürün veya hizmet değildir; bir marka aslında bir vaattir. Neyi vaat ediyorsanız müşteri asıl buna önem verir. Kimi markalar satış sonrası hizmetini vaat olarak öne çıkartır, kimi markalar bir otomobil markasının vaat ettiği gibi güvenliği vaat eder. Kimisi de bir pizza markasının yaptığı gibi yarım saatte ürününü müşteriye ulaştırmayı vaat eder. Peki, ya yarım saatte teslim edemezse; işte o zamanda vaadinin taahhüdü gereği parayı iade eder. Ve o firma bu şekilde marka olmuştur.
Evet, siz neyi vaat ediyorsunuz? Eğer bir vaadiniz açık seçik ortada değilse zaman geçirmeden müşteriye vaadinizi bulup sunmanızda fayda var. Sunacağınız vaat sizin en iyi yaptığınız ve arkasında durabileceğiniz bir özellik ve yetkinlikte olmalıdır. Eğer arkasında duramayacağınız bir vaat sunarsanız bu sizin için daha problemli sonuçlara yol açabilir, bilginiz olsun.
İkinci olarak bir marka şu soruyu kendisine sormalıdır; biz müşterinin hangi sorununu çözüyoruz? Ve çözüyorsak da bunu müşteriye tam anlatabiliyor muyuz? Eğer çözdüğümüz sorunu müşteriye tam olarak ifade edemiyorsanız demek ki ciddiye alınacak kadar güçlü bir çözüm fikrine sahip değilsiniz demektir. Burada öncelik müşterinin hangi problemlerine derman olacağımızı ortaya çıkartmaktır. Soru şu: benim yaptığım işte müşterinin çektiği asıl sıkıntı ne? Ve ben bu sıkıntısına rakiplerden daha farklı nasıl bir çözüm üretebilirim.
Ve yine benim yaptığım işte müşterinin sorunlarını çözmek için rakiplerim neler yaptılar ve neler yapıyorlar? Ben onlardan farklı olarak müşteriye daha ne tür ciddiye alınacak mesajlar verebilirim?
Gibi soruların sorulması ve üretilecek cevapların da uygulamaya dönüştürülmesi oldukça önemlidir. Marka müşteriler için hangi değeri ortaya koyduğunu bulmalı ve de bunu müşteriye açık bir şekilde anlatmalıdır.
Marka öncelikle başkalarının bir anda taklit edemeyeceği işleri geliştirmeye kendini odaklamalıdır. Sizin ortaya koyacağınız bir özelliğin veya yetkinliğin bir çırpıda başkaları tarafından yapılabilmesi piyasada kalıcı olmamızı zorlaştıracak bir durumdur. Keza piyasalarında yaşanan bu realite her bir işletmeye öldürücü darbesini indirmeye devam etmektedir. O zaman öncelikle yapılacak şey kendi yetkinliklerimizi geliştirmek suretiyle taklit edilme riskimizi minimuma indirmeye gayret etmeye çalışmaktır.
Bir marka değerini yükseltmek için yaptığı işin önemli niteliklerini basit bir dille anlatma becerisine sahip olmalıdır. Yaptığı işi ve faydasını ve kolayca ifade edemiyor olmak, fikrin henüz yeterince iyi düşünülüp olgunlaştırılmadığına dair bir uyarı niteliği taşır.
Aslında bir marka üç sacayağı üzerine oturur:
- Ürün ve/veya hizmette liderlik,
- Müşteri farkındalığı,
- Sürdürülebilir işletme yönetimi
Birinci maddenin açılımı yaptığınız işte en iyisi olmanın yolunu aramak ve buna uygun alt yapı oluşturmaktır.
İkinci madde olan “Müşteri farkındalığı” ise dünyanın en fazla yatırım yaptığı konudur. Yani müşterilerinize ayrıca neyi öneriyorsunuz? Müşterilerin karşılanmamış hangi ihtiyacına merhem oluyorsunuz? Firmalarımızın bu sorulara karşı oldukça duyarlı olması gereklidir.
Üçüncü madde ise işletmeler açısından zor konulardan birisinin karşılığıdır. Klasik işletme modellerinin çökmeye başladığı ve modern işletme mantığının hâkim olmaya başladığı dönem içersindeyiz. Modern işletme paradigmasını işletmelerimizin biran önce öğrenmesi ve uygulamaya geçmesi oldukça elzem bir durumdur.
Makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.