Şirketlerin, COVID-19’un sebep olduğu negatif etkileri uzun bir süre yönetmesi gerekiyor. Bu doğrultuda girişimciler için kriz döneminde takip etmeleri ve icra etmeleri için bir eylem planı kaleme aldım. İşte detaylar..
Tüm dünyada etkisi hissedilen ve Türkiye’deki yaşamı da durma noktası getiren koronavirüs (COVID-19) salgını iş dünyasını da etkiliyor. Koronavirüs (COVID-19) salgını önce bir sağlık krizi olarak başladı. Yüzbinlerce kişinin enfekte olması ve onbinlerce kişinin vefat etmesiyle, insani ve toplumsal bir krize dönüştü. Dünyanın büyük çoğunluğunda hayat neredeyse durdu ve durduruldu. İnsanların hareketleri, toplanmaları, dışarı çıkmaları yasaklandı. Bulaşıcı salgını önlemek için, “Evde Kal” sınırlamaları, sokağa çıkma yasakları uygulandı ve uygulanmaya devam ediyor. Hareket ve hayat durdurulunca, sosyal hayat, eğitim hayatı, ticaret, turizm, ulaştırma, lojistik de neredeyse durma noktasına getirildi. Üretim tesisleri kapatılınca, tedarik zincirleri bozulunca, üretim çok yavaşladı, temel ürünler dışında tüketim hızla geriledi. Çalışanları zorunlu izine çıkarmalar, işten çıkarmalar hızlandı. Koronavirüs, bir sağlık krizinden, insani ve toplumsal krize, hemen ardından da ekonomik ve sosyal krize dönüşmüş durumda.
Koronavirüs salgını dünyaya son 100 yıl içindeki 3. en büyük ekonomik krizi yaşatmaya başladı. 1929-1933 büyük ekonomik bunalım, 2008-2009’da ABD ve Batı Avrupa kaynaklı finansal ve ekonomik krizden 11 yıl sonra, şimdi dünyada 3. en büyük ekonomik kriz yaşanmaya başladı.
İş dünyası, sürekli olarak değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken, her gün yeni bir zorlukla karşılaşıyor. COVID-19‘ un iş dünyasına etkileri küresel tedarik zinciri anlayışını değiştiriyor, finansal piyasaları zorluyor ve gündelik iş yapış şekillerini önemli bir biçimde etkiliyor.
Bu dönemde, küresel ve ulusal seviyede tedarikçi risklerini ve alternatiflerini belirlemek, lojistik için alternatif yöntemlere ve rotalara karar verebilmek, tedarikçi ve müşteri sözleşmelerini gözden geçirmek, envanter durumunu beklentilere göre takip edebilmek ve müşteri taleplerini önceliklendirip takip karşılayabilmek kuruluşların operasyonları için hayati öneme sahip olmaya devam ediyor.
Şirketlerin, COVID-19’ un sebep olduğu negatif etkileri uzun bir süre yönetmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda girişimciler için, takip ettiğim kaynaklar ve okuduklarımdan derleyerek kriz döneminde takip etmeleri ve icra etmeleri için eylem planı oluşturmaya çalıştım;
10 ADIMDA KRİZ DÖNEMİ EYLEM PLANI
1-) DURUMUN ANALİZ EDİLMESİ:
Girişimciler öncelikle krizin olası etkilerini doğru analiz etmeli;
Bugün yaşadığımız COVID-19 salgını dönemi krizi, işimizle ilgili birçok dış ya da iç faktörün beklemediğimiz hızda veya ölçekte değişmesi, durması, aşırı hızlanması ya da ortadan kalkması ile oluşan zor ve farklı bir dönem olarak sürmektedir.
Böyle dönemlerde çoğunlukla işler yavaşlar ya da aniden durur, para akışı neredeyse kesilir, yeni iş arayışları zorlaşır, mevcut müşterilerin talepleri ertelenir. Bütün bunların etkisiyle girişimcinin işletmesini kriz sonrasına taşıyabilmesi, öncelikle elindeki mevcut işleri sürdürebilmesine, sonra da daralan piyasada yeni işler bulmasına bağlı hale gelmekte. Mevcut işlerin oluşturduğu nakit akışı yetmediğinde işletme sermayesini, hatta alternatif olan diğer kaynakların devreye sokulması gerekecektir. Bunlarında yetmediği süreçte borçlanma yolları aranacak, eğer hiçbiri olmuyorsa da küçülme ya da faaliyetleri durdurmanın yolları aranacaktır.
Kriz dönemleri bazı girişimciler ve işletmeler için yukarıda sıraladığımız türden ciddi problemler yaratırken bazı girişimciler için ise büyük ve ani fırsatlar sunar. Krizin yarattığı şartlar girişimcinin ürün ya da hizmetlerine yeni, hızlı hatta aşırı talep oluşmasını sağlayabilir. Diğer yandan rakiplerin krizden çok ya da erken etkilenmesi sonucunda müşterilerin taleplerine, cevap verecek bir işletme arayışı, işini sürdürebilen girişimciler için bir fırsat haline gelebilecektir.
Girişimciler, bugün içinde yaşadığımız COVID-19 salgını ile ortaya çıkan şartları değerlendirirken kısa vadede hem zorlukları hem de fırsatları iyice anlamaya, analiz etmeye çalışmalı, sadece fırsat ya da sadece zorluk penceresinden bakma hatasına düşmemelidirler. Her iki duruma hazırlıklı olmak ya da iki durumdan biri ortaya çıktığında diğer durumun da her an yaşanabileceğinin bilinciyle hazırlık yapmak ve hareket etmek gerekmektedir.
2-) BİRBİRİYLE BAĞLANTILI EKİPLERİN OLUŞTURULMASI:
Her yerden akan bilgiyi toparlamalı, doğrulamalı ve sadeleştirmeli. Ortak amaca hizmet edecek ekip çalışması yapmalı. Şeffaf ve sürekli bir iletişim sağlanmalı.
Şartların daha belirgin olduğu acil durumlarda yönetimin tek bir merkezden yapılması işe yarıyor olabilir, ancak belirsizlik ortamlarındaki kriz anlarında liderler daha önce deneyimlenmemiş ve yeterli bilgi ve verinin olmadığı durumları yönetmek zorunda kalıyor. Böyle durumlarda anlık olarak bilgilerin toplanması ile karar alma ve uygulama süreçlerinin hızlandırılması için farklı ekiplerden oluşan bir ağ kurulması uygundur.
Bu takımlar tıpkı bir ekip içerisindeki bireyler gibi kendileri için belirlenmiş görevleri yerine getirirken ortak bir amaca hizmet etmeye yönlendirilmeliler. Temel olarak bu ekipler, çalışan sağlığı ve güvenliği, tedarik zinciri, müşteri ilişkileri ve finansal kaynakların yönetiminden sorumlu olacak şekilde görevlendirilmeliler. Ekiplerin multidisipliner bir yapıda olması da zorlu süreçler için yaratıcı çözümlerin geliştirilmesinde etkili olacaktır.
Bu ekiplerin ağ içerisinde güçlü bir performans gösterebilmeleri için liderlerin şeffaflığı ve iş birliğini güçlendirecek bir ortam sağlamaları gerekiyor. Kriz dönemlerinde iletişimde yapılan temel hatalar, veriye dayalı olmayan fazla iyimser mesajlar vermek ve verilerin netleşmesini beklerken iletişimin aksamasına neden olmaktır. Bunun yerine net, şeffaf ve düzenli bir iletişim güven tesis edilmesini ve istikrarı sağlar.
Bilginin paylaşıldığı ve otonom olunabilen bir yapıda ekipler karar almakta ve uygulamakta daha başarılı olacaktır. Aynı zamanda yoğun stresli olan bu dönemde liderlerin ekiplerine psikolojik açıdan güvenli bir ortam sunmaları, bireylerin fikir ve endişelerini dile getirmelerini kolaylaştıracak ve daha doğru kararlar alınmasına katkı sunacaktır.
3-) GELECEĞİN TAHMİN EDİLMESİ:
Stratejik bakış açısına göre geleceğe yönelik stratejik varsayım ve tahminleri oluşturulmalı.
Deneyimlere göre, krizle mücadele süresi genel olarak aylar ile, kriz sonrası toparlanma süreci ise yıllar ile ölçülmektedir. Ancak, kriz her kurum için bir felaket anlamına gelmek zorunda değildir. İyi yönetilen bir kriz süreci, gelecekteki olası tehditlerin ve risklerin hızlı bir şekilde tespit edilmesini ve krizle mücadele sisteminizin gelişmesini sağlamaktadır. Günümüzün rekabetçi, büyük değişimler ve belirsizlikler içeren iş dünyasında sürdürülebilir rekabet avantajına sahip olmanın anahtarı da öncelikle krizlere hazırlıklı olmaktan geçmektedir.
Çoğu işletmenin kriz ve iş sürekliliği planları olsa da bu planları düzenli olarak test etmek büyük önem taşır. Öte yandan COVID-19 bazı planların yetersiz ve/veya iyi işlemediğini ortaya çıkartmıştır, bu durumun sizin planlarınız için de geçerli olduğundan emin olun.
Girişimci işiyle ilgili yakın ve uzak çevreleri iyi analiz edip, olası gelişmeleri okumaya çalışmalı ve öncelikle önümüzdeki kısa dönem ve izleyen ilk üç yıl için temel varsayımlarını oluşturmalıdır. Bu adımda, geleceğe dair temel varsayımlar oluşturulurken COVID-19 döneminin özel şartlarında aniden ortaya çıkan ve geçici değişimlerle, talebin yapısında ve piyasanın işleyişinde güçlü izler bırakacak kalıcı eğilimleri birbirinden ayrıştırmak girişimciyi bekleyen önemli bir görevdir. Bu iki durumun doğru analiz edilemeyip geçici değişimleri kalıcı eğilimlermiş gibi kabul etmek ve o yönde dönüşüm çabasına yönelmek önemli bir tehdittir.
Neler yer almalı bu varsayımlar arasında? Talebin nasıl bir seyir izleyeceği, ne kadar süre durağan bir dönem yaşanıp, ne zaman hareketleneceği, müşterilerin bu dönemdeki olası durumları, hangi müşterilerin talebini durdurup, hangilerinin artıracağı, talep canlanmaya başladığında hangi sektör ya da bölgelerden yeni müşteri edinilebileceği, tahmini satışların ve cironun nasıl bir eğilim içinde olacağı, rakiplerin bu dönemden nasıl etkileneceği gibi girişimi güçlü bir şekilde etkileyecek temel faktörler tahmin edilmeye çalışılmalıdır.
Girişimci bu ve benzer başlıklarda oluşturulacağı tahminler ile öncelikle stratejik kabul ve varsayımlarını oluşturmalıdır. Daha sonra ise bu varsayımları kullanarak girişiminin tüm hedeflerini revize etmelidir.
10 Adımlık Kriz Dönemi Eylem Planı temalı makale dizimin bir sonraki makalesinde 4. ve diğer adımları anlatarak önerilerimi paylaşmaya devam edececeğim, o makalemde görüşmek üzere..